ilim sahibi
Nasihatin önemi ve çeşitleri
Nasihat, Allahü teâlânın bir kimseye verdiği nimetin onda kalarak, dinine ve dünyasına faydalı olmasını istemek demektir. İlim sahipleri, emr-i maruf ve nehy-i münker yapmalı, yani iyiliği yaymaya, kötülükten sakındırmaya çalışmalıdır! Nasihatten uzak kalan kalb kararır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinin temeli nasihattir.) [Buhari]
(Hayra sebep olana, bunu yapanın ecri kadar sevap verilir.) [Müslim]
(Kendi için istediğini din kardeşi için de istemeyen, iman etmiş olmaz.) [Buhari]
(Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, çok nasihat edendir.) [İ. Ahmed]
Nasihat dört çeşittir
İyiliği tavsiye etmenin şartları
" Kendisi iyi olmayan bir kimse, başkalarının iyi olmalarını tavsiye edebilir mi?
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(İnsanlara iyiliği emredip de kendinizi unutur musunuz?) [Bekara 44]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(İsra gecesinde, ateşten makaslarla dudakları kesilen bir kavme uğradım. Kim olduklarını sordum. "Biz iyiliği emrettiğimiz halde kendimiz yapmayan, kötülüğü yasakladığımız halde kendimiz sakınmayan kimseleriz" dediler.) [İbni Hibban]
Bazıları, bu husustaki âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden hakkı tavsiyeyi ancak günahsız insanın yapabileceğini zannetmişlerdir. Doğru olmayan kimsenin başkasını doğrultmaya çalışmasının, salih olmayan kimsenin başkasını ıslah etmesinin doğru olmadığını sanmışlardır. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Kendiniz tam yapamasanız da iyiliği emredin! Kendiniz tam sakınamasanız bile kötülükten sakındırınız!) [İ.Gazali]
Alimin İslam'daki yeri
"Kur'an herkes için inmiştir. Onun için âlime, ilim sahibi olmaya ihtiyaç yoktur" diyenler çıkıyor. Âlim olmasa Kur'an anlaşılmaz mı?
Anayasa da herkes içindir; ama kanunlar, tüzükler olmadan anayasa ile memleket idare edilebilir mi? Kanunları da ancak hukukçular anlayabilir. Hasta olan avukata değil doktora gider. İlmin, âlimin önemi nasıl inkâr edilebilir. Kur'an-ı kerimi herkes kolayca anlasa idi, Peygambere ihtiyaç kalmazdı. Hadis-i şerifler, Kur'an-ı kerimin açıklaması mahiyetindedir. Hakiki âlimler de, hadis-i şerifleri açıklamışlardır. Arapça bilen herkese âlim denmez. Hakiki âlim, Kur'an-ı kerimi, hadis-i şerifleri açıklayan yetkili, yüksek insandır. Çok ilmi olduğu halde, hakkı bâtıldan ayıramayan, hakiki âlim değildir. Yetmiş iki sapık fırkanın önderleri de derin âlim idi, hakkı bâtıldan ayıramadıkları için dalalete düşmüşlerdir.