sömürgecilik

Sömürgecilik Sonrası (Post-Colonialism)

Basit bir tanımla sömürgecilik, askeri ve siyasi güç kullanarak, ekonomik açıdan hammadde ve ucuz işgücü kazanılabilecek yabancı bir toprağa girmek ve buna uygun şartları yaratıp bu durumun idamesi için çaba göstermektir. Bu terim, aynı zamanda yabancı işgal güçleri ile yerli halklar arasında sürekli artarak devam eden sömürgeci güçler lehine kültürler arası alışverişi, etkileşimi ve karşılaşmaları da içerecektir[123].

Dinlere yönelik sömürgeci tavırların izleri sömürgeciliğin etkin olduğu yıllara kadar gider. Söz gelişi 1847’de İngiliz teolog Frederick Denison Maurice, The Religions of World (Dünya Dinleri) adlı çalışmasında dinlerle ilgilenen akademik bir disiplinin, öncelikle öteki ülkelerle ticaret işine girişen, onları fetheden veya onları hakimiyeti altına almak ve bu hakimiyetini sürdürmek isteyen bir ulus için yararlı olacağını açık bir dille belirtmişti[124].

DARWIN'İN IRKÇILIĞI VE SÖMÜRGECİLİK

Darwin'in yakın arkadaşı olan Prof. Adam Sedgwick, evrim teorisinin gelecekte sebep olabileceği tehlikeleri görebilen kişilerden biriydi. Türlerin Kökeni'ni okuduğunda, "Bu kitap toplum tarafından genel bir kabul gördüğü takdirde dünyada daha önce hiç görülmemiş şekilde insan ırklarında bir soykırım yaşanacaktır" demişti.7 Gerçekten de zaman, Sedgwick'in endişelenmekte haklı olduğunu gösterdi. 20. yüzyıl, insanların sırf ırkları veya etnik kökenleri nedeniyle soykırımlara uğratıldığı kara bir çağ olarak tarihe geçti.

Elbette etnik ayrımcılık ve buna dayalı olarak yapılan soykırımlar, Darwin'den çok önce de insanlık tarihinde vardı. Ancak Darwinizm bu ayrımcılığa sahte bir bilimsel saygınlık ve sahte bir haklılık kazandırdı.