Dinler | Konular | Kitaplar

Sabiiler

Sâbiîlerin Ehl-i Kitap Sayılıp Sayılmayacağı

Yahûdi ve hıristiyanların kitap ehli olduğu konusunda görüş ayrılığı yoktur. Kitap ehli olduklarından dolayı kadınları ile evlenmek ve yemeklerini yemek câizdir. Sâbiîlerin ehl-i kitap sayılıp sayılmayacakları ise ihtilâflıdır. Sâbiîlerin bir taraftan müşrik, diğer taraftan da ehl-i kitaba benzer bir görünüm ortaya koymaları, fakihler arasında bunlar hakkında verilecek hüküm konusunda ihtilâfa sebep olmuştur. Bazı fakihler onları müşriklerden saymış ve kestiklerinin yenmeyeceği görüşünü benimsemiş; diğer bazılarıysa, onların ehl-i kitapla aynı muâmeleye tâbi tutulacağını söylemiştir. Es-Süddî: “Onlar kitap ehlinden bir fırkadır” der. İshak bin Raheveyh de bu görüştedir. İbnü’l Münzir şöyle der: “İshak dedi ki: ‘Sâbiîlerin kestiklerini yemekte bir mahzur yoktur. Çünkü onlar da kitap ehlinden bir tâifedir.”

Tevhidin Önemsenmemesinin Sonucu

Kur’ân-ı Kerim’de, yahûdi ve hıristiyanlarla birlikte zikredilen Sâbiîlerin kimler olduğu hakkında yukarıda da belirtildiği gibi, müfessirler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Bu görüşleri şöyle özetleyebiliriz: Sâbiîler; hıristiyanlar, yahûdiler ve mecûsîler arasında bir topluluk olup, hiçbir dine mensup olmayanlardır. Ehl-i kitap olup Zebur'u okumaktadırlar. Yahûdiler ile mecûsîler arasında bir topluluk olup onların dini yoktur. Sâbiîlik, diğer dinler gibi bir din olup mensupları sadece “Lâ ilâhe illâllah” derler ve hiçbir şekilde ibâdet etmedikleri gibi bir kitapları ve tanıdıkları bir peygamberleri yoktur. Cezîretu’l-Mevsil bölgesinde yaşarlar. Meleklere tapınan bir topluluk olup bir kıbleye yönelerek namaz kılarlar ve Zebur’u okurlar. Irak taraflarında yaşayan bir topluluk olup Yemen’e doğru yönelerek günde beş defa namaz kılarlar.

Kur’ân-ı Kerim’de Sâbiîler

Kur’an’da üç yerde sâbiilerden bahsedilir. Bunlar, Bakara: 2/62; Mâide: 5/69 ve Hac: 22/17. âyetleridir. Kur’an’da sâbiîlerin geçtiği Bakara ve Mâide suresindeki âyetlerde şu vurgulanmaktadır: Önceden bir kimsenin dini ne olursa olsun ve ne kadar günah işlemiş bulunursa bulunsun son Peygamber’e uyup doğru bir şekilde iman eder, bundan sonra da imanın gereğini yaşarsa onun dünya ve âhirette korkacağı hiçbir şey yoktur. Bu âyetlerden anlaşıldığına göre, Sâbiîler, doğru bir şekilde iman eden bir zümre değildir. Çünkü Allah, bu âyetlerde diğer grupları olduğu gibi Sâbiîleri de Allah’a, âhiret gününe iman etmeye ve güzel ameller işlemeye dâvet ediyor. Demek ki Sâbiîler, bu hususlara hakkıyla iman etmemiş bir zümredir. Hac sûresindeki konuyla ilgili âyette ise, kendi bâtıl dinlerini İslâm’ın her konudaki mükemmelliğine rağmen karşılaştırma yapıp hak dini benimseyeceklerine, ihtilaf ve tartışmalar içinde dolanıp duranlara Kıyâmet gününde Allah’ın vereceği hüküm hatırlatılmaktadır.

SABİÎLER

Kur'ân-ı Kerim'de, yahudi ve hristiyanlarla birlikte zikredilen bir topluluk.

"Şüphesiz iman edenler, yahudiler, hristiyanlar ve sabiîler'den Allah'a, ahiret gününe iman edenler ve salih amel işleyenlerin Rableri katında mükafatları vardır..." (el-Bakara. 2/62)[1]

Günümüzde Sabiiler

Günümüzde Sabiiler Dicle ve Fırat kıyıları, Irak?ın güneyindeki eski Kuzistan?ın Karun Nehri Boylarında yaşamalarına rağmen büyük bir bölümü Bağdat ve Basra?da yaşamaktadırlar. Sabiiler kendileri dışında kimseyle evlenmeyen kapalı toplum olup Altın ve Gümüş işçiliğinde oldukça ilerlemişlerdir.Irak´ın dışında İsveç,Avustralya,ABD gibi ülkelerdede yaşayan Mandaistlerin Günümüzde Dünya?da sayısı 30.000 kadardır

MANDENLER (Sabiiler)

Araplar tarafından ?Sâbiî? (Subbi ya da Subbâ) biçiminde adlandırılan bu topluluk, kendilerine ?Mandenler? (bilgili olanlar, arifler anlamında; İngilizcede Mandaeans) adını verir. Kendileri için kullandıkları bir diğer ad ?Nasuralar?dır (kutsal öğretileri koruyanlar anlamında; İngilizcede Nasoraeans). Manden adı tüm topluluk üyeleri için kullanılırken, Nasura adı yalnızca din adamları, topluluğun ileri gelenleri ve ataları için kullanılır. Mandenler, ayrı bir dil olan Mandence konuşurlar. Sâbiî sözcüğü ise Mandence?de ?vaftiz olmak?