Forum sayfamiza hosgeldiniz

Forum sayfamiza hosgeldiniz

Forum sayfamiza hosgeldiniz yorumları

  • Image Description
    Sedef
    24.01.2008

    DinlerTarihi.net için teşekkür ederiz..

  • Image Description
    fuadesra
    01.10.2008

    emeği geçenlere teşekkür ederim...faydalı olur inşallah

  • Image Description
    Ziyaretci
    02.10.2008

    Karma Adalet Sağlayamaz, Gerçek Adalet Sahibi Olan Allah'tır

    bu basligi kim attiysa merak ediyorum, nereden biliyor? Allah ile bizzat konustu da Allah mi kendisine bilgi verdi? Bu nasil bir yaklasimdir bilemiyorum, sizden 1500 sene once gerceklesmis olaylari sanki siz de oradaymissiniz veya peygamber veya Allah bizzat olan biteni size anlatmis gibi kesin yargilar kullaniyorsunuz.

    Arakadaslar buna "inanc" denmesi de mi size bir sey ifade etmiyor. "Inanc" ... ne demek inanc, var olup olmadigi ispat edilemeyen ama var olduguna inanilan demektir. "Inanc"..... eger dedikleriniz kesin ise ispatlayabiliyorsaniz o zaman bunu ortaya koyun ki artik inanc demeyelim, yukarida ifade ettigininiz seyi kesin olarak hepimiz benimseyelim. Yercekimi gibi, suyun kaldirma kuvveti gibi... Ben yercekimine inaniyorum denir mi, denmez. Cunku vardir, olay inanmak-inanmamak baglamindan cikmistir. Ayni sekilde, varsa bildiginiz birsey bize de soyleyin ispatlayin da diyelim ki butun dunyaya kesin kurtulus islamdadir, gerisi yalan diyelim, herkes musluman olsun. yok ama boyle bir ispatiniz yoksa o zaman kesin yargi ifadelerinden uzak durun. biz buna inaniyoruz deyin.

    Peki, belki biraz beyninizi zorlamak ve sizi dusunceye sevk etmek icin bir soru sorayim size:

    Eger karma denen sey varsa ve karma sistemi de Allah yarattiysa, ve Allah adalety karma sistemiyle saglamaya karar vermis ise (varsayim) o zaman adaleti saglayan karma midir yoksa karma yoluyla Allah midir?
    Cevap: Elbette Allah'dir ama bu karma olmadigi anlamina gelmez, karmanin adalet saglamadigi anlamina da gelmez.

    NOT : Bu arada ben karmaya inanmiyorum, sadece sizin gibi zihniyetlerin sanki Allah evrenin tum gercegini bizzat kendisine anlatmis gibi kesin yargiya varmasi beni rahatsiz ediyor.

  • Image Description
    Tarihci
    04.10.2008

    Yercekim kanuna inaniyorum demiyorsunuz cünkü gercekten var. Kücük bir deneyle yere biraktiginiz herseyin havada kalmayip düsmesi ile..

    Ayni sekilde dünyanin yuvarlakligini da inaniyorum demiyorsunuz cünkü gercekte var. Lakin siz görmediniz dünyanin yuvarlak oldugunu. Uydularin gercek söylediigne inandiginiz icin kabul ettiniz. ya da bazi kurallar belirlediniz. denize baktiginizda gemiminin gözükmesi vs gibi.. Bu kurallar gerceklesiyorsa dediniz ki dünya yuvarlar.. ama dünya gözü ile yuvarlakligini görmediniz..

    Aslinda bunlara inaniyorum diyemiyorsunuz cünkü herkes tarafindan kabul görmüs. herkes bunlari gercek olarak kabul etmis.

    Allah'in varligini düsünelim. Birsey yere düstügü icin yer cekimi oldugunu düsünüp itirrazsiz kabul ediyoruz. belki gökten itim var diye tartismaya girmiyoruz. ya dadünya yuvarlakligina itiraz etmiyoruz. Delilleri var. Biz aslinda delillere inaniyoruz. Delillerde onun var olduguna inandiriyor.. Bu kadar kanunlar fizik teoremleri, yer cekimleri vs vs bunlar var iken, bunlari var edenin ve belirli bir düzen icinde ilerlemesini saglayan gücün varligi icin daha nasil bir delil ariyoruz ki?

  • Image Description
    Misafir
    13.10.2008

    arkadaşlar emeği geçenler kimle öğrenmek isterim doğrusu

  • Image Description
    gri adam
    08.11.2008

    Öncelikle,Allah'ın varlığına iman etmek için deliller aramanın ne derece doğru olduğu tartışılır.Bu fikrin gerekliliği ancak bizler gibi iman zevkinin hakikatine uzak olanlar için sözkonusu iken,zaman içinde gelmiş tüm peygamberlerin,onların yakın çevresindeki "iman sahiplerinin"ve gayesi kendi ihtiyarında ya da olmadan çekilen tüm Allah dostlarının böyle bir zarureti yoktur.Kısaca onlar,delil aramanın Allah'ın varlığını ispat gayretinden doğduğunu ve bulunacak her delil adedince şüphenin olduğunu bilmişler ve "tahkiki iman"mertebesine uğramadan "hakiki iman"a ulaşmışlardır.
    Yine o büyükler demişlerdir ki;
    İman mevzularından bir mevzuda akıl kullanmak,aslında iman edilecek hakikati değil,aklı tasdik etmektir ki bu da hakiki imandan uzaktır.
    Kısaca diyebilir miyiz ki;
    Hakiki İman,nasip işidir.Allah bu lütfunu dilediğine ulaştırır..

  • Image Description
    melih.seker
    14.10.2009

    Şamanizm Propagandası
    Son zamanlarda, İlhan Arsel – Dilaver Koman gibi.. kendilerini Ateist, Deist, Agnostik veya Panteist olarak tanımlayan bazı din düşmanları, içi boşaltılmış Hıristiyan dininin aynı amaca hizmet eden misyoner teşkilatlarını da arkalarına alarak; dünyada hızla yayılan İslam’ı engelleyebilmek amacıyla Turan Dursun adlı ve bir zaman müftülük makamına kadar gelebilmiş bir mürted adına düzenledikleri sitelerinde ileri sürdükleri uydurma ve hiçbir geçerliliği olmayan (sapla, samanın karıştırıldığı) bazı iddialarıyla Kur’ana, İslam’a saldırmaktadırlar.
    Bunlar, arkeolojik araştırmalarda ortaya çıkarılan çivi yazıtlardan yola çıkarak, Sümerlerdeki ve dolayısıyla buna kaynaklık eden şamanizmdeki dini ritüellerle örtüşen bazı örf, adet ve (Namaz, oruç gibi) bazı ibadetlerin sanki semavi dinlerin peygamberleri tarafından (Atlantis adı verilen kaybolmuş bir kıtanın gelişmiş medeniyeti tarafından kurulduğu ve dünyaya yayıldığı varsayılan) Sümer, İnka, Mısır gibi uygarlıklardan ve onların topluluklardan alındığını ve tanrı buyruğu gibi insanlara sunulduğunu (!) ve insanların aldatıldığını iddia etmektedirler..
    Özellikle, orta asyadan göçleri sırasında şamanist kültürlerini de birlikte taşıyan ve İslam’la tanışmalarına rağmen buna pek rağbet etmeyip örf, adet ve inançlarında şamanizmden taşıdıkları dini ritüelleri de kullanmakta beis görmeyen bir kısım Alevi kesim ile, aile, çevre, eğitim ve çalışma hayatlarında İslam Dinini gerçek hüviyetiyle öğrenmeye fırsat bulamamış ve dini arayışlar içindeki gençleri avlayan bu akım; bir yandan kendi iddialarına kaynak teşkil eden yazılı tabletlerin ve hiyerogliflerin çözülmesiyle elde edilen bilgilerin bilimsel (!) tek gerçek olduğunu ve (Hz Âdemden bu tarafa hak dinlerden aldıkları ritüellerden bazılarını kendi sapık dinlerine nasıl yama ettikleri gerçeğini göz ardı ederek) tüm semavi dinlerin ve ritüellerinin bu uygarlıklardan beslendiklerini ve (Kur’anın; ayetlerde kıssalar halinde defalarca anlatılarak insanların ders alması için uyarıldığı; Hz. Adem peygamberden bu tarafa getirilen hak dinlerden saparak kafir, müşrik, putperest haline gelen bazı kavimlerin nasıl ve neden helak edildikleri gerçeğini göz ardı edip, bunun tam tersini iddia ederek) tevhidi dinlerin peygamberlerinin, bu uygarlıkların (Gılgamış Destanı gibi) efsane ve destanlarından öğrendikleri dini kavramları yaymaya çalıştıkları kendi dinlerine uyguladıkları ve dolayısıyla Tevrat, İncil Ve Kur’anın Allah kelamı olmadığını ispatlamaya çalışmaktadırlar. Bunlar ayrıca, Kur’anda olan 250 civarındaki ayetin sonradan çıkarıldığı gibi garip iddialarda bulunmaktalar.
    Bunların çabalarının boşa çıkacağı açıktır. Bunlar istemese de Allah nurunu tamamlayacak ve içinde yaşadığımız “Ahir Zaman”ın, Kıyametten bir önceki zaman diliminde bütün dünya İslamlaşacak. Biz bundan adımız gibi eminiz. Ancak, gerekli dini bilgilerle donanamamış ve en azından; Kur’andaki ayetlerin iniş (nüzul) sebeplerinden, miadını doldurması nedeniyle neshedilen (Yürürlükten Kaldırılan) ayetlerin varlığından ve bunların hangileri olduğundan haberdar olmayan ve hayatlarında bir kere dahi Kur’an tefsiri okumamış insanlarımızın varlığı düşünülünce insan endişe etmeden yapamıyor.
    Bu nedenle “Emr-i bil mağruf, nehyi anil münker” görevimizi yapmak ve özellikle gençlerimizi bu bilimsel etiketle altın tepside sunulan sinsi ve sapık cereyana kapılmamaları konusunda uyarmak istiyoruz ve diyoruz ki: Sakın bu şeytan işi tuzaklara düşmeyin, kendinizi dini bilgilerle donatın ve hiç değilse bir defa ve özellikle Elmalılı Hamdi Yazır’ın “Hak dili, Kur’an Dili” adlı tefsirini biran önce temin edip baştan sona okuyun.
    Saygılarımla
    Melih ŞEKER
    Not: Şamanizm konusundaki kısa bir tanıtım- yorumu aşağıda bulabilirsiniz

    “Şamanizm:
    Nuh aleyhisselamın üçüncü oğlu Yafes, yüzlerce torunları ile Asya’nın ortalarına yerleşti. Orada çoğalarak, doğu Asya’ya ve o zaman mevcut olan kara yolları ile, Okyanus adalarına yayıldılar. Yafes öldükten nice yıllar sonra, insanlar azmaya, Nuh aleyhisselamın ve Yafes’in dinini, nasihatlerini unutarak, hayvan gibi yaşamaya başladılar. Yıldızlara, aya, güneşe, heykellere, cinne tapınmaya koyuldular. Çeşit çeşit yollara ayrıldılar.
    Böyle, uydurulan, meydana çıkan sapık yollardan biri, Şamanîliktir. Avrupalıların Chamanisme dediği bu bozuk yol, vakti ile doğu Asya’da kâfirlerin uydurduğu bir din olup, bugün Sibirya’daki ve Okyanus adalarındaki vahşiler arasında yayılmış haldedir. Bunlar, güneşte bulunuyor dedikleri bir tanrıya ve cinne ve meleklere tapınır. En büyüğüne şeytan derler. Şaman dedikleri papazları bir atkuyruğu takar. Güya cinni kovmak için boyunlarına bir davul asarlar. Bu davulu ara sıra çalarlar. Sihir, yani büyücülük, bunlarda keramet sayılır.
    Bu da, Berehmen ve Buda dinleri gibi, Peygamberlerin getirdiği hak dinlerin, asırlar boyunca, cahiller, zalimler tarafından bozulması, değiştirilmesi ile meydana gelmiştir.”

Konular