Müslümanlara Sorumuz: Barnabas/Barnaba Yalanına daha ne kadar sarılacaksınız?
3. Ek - Barnabas İncili
Müslümanlar genellikle İslam öğretişini savunmak amacı ile Barnabas İncili’nden alıntı yaparlar. Aslında Barnabas İncili Müslüman ülkelerinde çok satan bir kitaptır. Yusuf Ali, Kuran hakkındaki yorumunda Barnabas İncili’ne işaret eder. 1 Suzanne Haneef, İslam hakkındaki bibliyografyasında notlar ile açıklamalarda bulunur ve Barnabas İncili’ni şu sözleri ile hararetle tavsiye eder: “Barnabas İncili diri İsa’nın portresini, kendisine emanet edilen görevi ve karakteri açısından çok canlı bir şekilde çizer, öyle ki, bu konuda diğer dört Yeni Antlaşma müjdesinden çok daha başarılıdır.” Barnabas İncili’ni, “gerçeği arayan herkesin okuması elzem olan bir kitap” olarak adlandırır. 2 Tipik Müslüman iddialarından birini Muhamad Ata ur-Rahim ileri sürer ve şu konuda ısrar eder: “Barnabas İncili, İsa’nın bir öğrencisi tarafından yazılan ve bozulmadan kalmış, bilinen tek Müjdedir. …M.S. 325 yılına kadar İskenderiye’deki kiliselerde doğruluğu onaylanan bir Müjde olarak kabul edildi.” 3 M. A. Yusseff adlı bir başka Müslüman yazar, kendinden çok emin şekilde şu iddiada bulunur: “Orijinallik ve güvenilirlik açısından diğer hiçbir İncil, Barnabas İncili’nin yanına dahi yaklaşamaz.” 4
Saygı gören bilginler, Barnabas İncili’ni özenle incelediler ve kesinlikle onun doğruluğu ve güvenirliliği ile ilgili hiçbir temel bulmadılar; bu gerçek göz önüne alındığı zaman, yukarıdaki ifadeler çelişkili ve gariptirler. J. Slomp, İslamochristiana adlı bir yazısında kanıtları tekrar gözden geçirdikten sonra şu sonuca vardı: “Benim görüşüme göre bilginler tarafından yapılan araştırma bu ‘müjdenin’ (incilin) sahte olduğunu kesinlikle kanıtlamıştır. Aynı zamanda bu görüşe pek çok sayıda Müslüman bilgini de sahiptir.” 5 Barnabas İncili’nin Oxford baskısının sunuşunda, Longsdale ve Ragg, vardıkları sonucu şöyle belirttiler:
“Doğru tarihi, ilk yüzyıldan çok on altıncı yüzyıla yakındır.” 6 Jomier de aynı şekilde klasik eserinde, kendi görüşünü hiç kuşkuya yer vermeksizin göstererek şöyle kanıtladı: “G. B. V. [Gospel of Barnabas Viennea ms. – B.İ.V. Barnaba İncili Viyana] İslam’a uyarlanmış geç bir ortaçağ müjdesi sahtekârlığıdır.” 7
Bu eserdeki merkez düşüncelerden biri, temel bir Müslüman iddiası ile uyumludur, yani, İsa çarmıhta ölmedi. Bunun yerine, bu kitap Yahuda İskaryot’un İsa’nın yerine geçtiğini (kısım 217) yazar. Bu görüş pek çok Müslüman tarafından kabul edilmiştir, çünkü onların büyük çoğunluğu çarmıhta İsa’nın yerine başka birinin geçtiğine inanırlar.
Eksik Olan Güvenilirliğin Kanıtı
Biz burada Barnabas İncili’nin güvenilirliği ile ilgileniyoruz. Yani, bu İncil, ilk yüzyılda Mesih’in bir öğrencisi tarafından mı yazılmıştır? Kanıtlar kesinlikle bu soruya olumsuz yanıt vermektedir.
Her şeyden önce, bu İncil ile ilgili ilk referans, Decretum Gelasianum (Gelasyan Buyruğu, Papa Gelasius tarafından, M.S. 492-95) beşinci yüzyıla ait bir eser ile ortaya çıkar. Ancak bu referans bile kuşku duyulan bir referanstır. 8 Ama her şeye rağmen bu referansın varlığı ile ilgili orijinal dilde hiçbir el yazması belge mevcut değildir! Slomp, hiç çekinmeden şöyle der: “G.B.V.’nin –Barnabas İncili Viyana– ile ilgili hiçbir metin bağlantısı yoktur.” 9 Bunun aksi olarak, Yeni Antlaşma kitapları, M.S. ikinci ve üçüncü yüzyıllarda başlayan yaklaşık 5.700 Grekçe el yazması belge tarafından doğrulanırlar (bakınız Bölüm 10).
İkinisi, L. Bevan Jones şunu belirtir: “Barnabas İncili’nin ilk hali bizim tarafımızdan bir İtalyan el yazması olarak bilinir. Bu el yazması bilginler tarafından yakından analiz edilmiştir ve on beş ya da on altıncı yüzyıllara ait olduğuna karar verilmiştir, örneğin, Barnabas’ın zamanından 1400 yıl sonra. 10 Bu İncili savunan Muhammad Ata ur-Rahim gibi Müslüman savunucular bile, 1500’lü yıllardan önce Barnabas İncili’nin el yazması belgeleri olmadığını itiraf ederler.
Üçüncüsü, bu müjdenin günümüzdeki Müslüman savunucular tarafından yaygın bir şekilde kullanıldığıdır, ama yine de on beşinci ya da on altıncı yüzyıldan önce Barnabas İncili hiçbir Müslüman yazar tarafından referans olarak verilmemiştir. Ama eğer Barnabas İncili var olsaydı onu kullanacakları kesindi. Ragg’ın bu konudaki gözlemini aktaralım: “Barnabas İncili’nin Arapça dilinde var olup olmadığı varsayımına karşı ileri sürmemiz gereken kanıt, Müslümanlar’ın polemik edebiyatı içindeki böyle bir İncil hakkında tamamen sessiz kalmalarıdır. Bu konu, Steinschneider’in özel bir konudan söz eden yazısında (monografi) hayranlık uyandıracak bir bilgi ile ifade edilmiştir.” 11
Ragg böyle bir esere –eğer var olmuş olsaydı– hiç kuşkusuz işaret edecek olan kitaplar yazmış pek çok Müslüman yazar bulunduğunu söyleyerek sözlerine devam eder – örneğin, İbn Hasm (d. Hicri 456), İbn Teymiye (d. Hicri 728), Ebu’l-Fadıl el Su’udi (hicri 942 yılında yazdı), ve Hajji Halifa (d. Hicri 107). Ama bunlardan hiçbiri, ya da başka herhangi biri, Müslümanlar’ın ve Hristiyanlar’ın yoğun bir tartışma içinde bulundukları yedinci ve on beşinci yüzyıllar arasındaki dönemde değillerdir.
Dördüncüsü, Hristiyan kilisesinin ne babası ne de öğretmeni hiçbir zaman on beşinci yüzyıldan bir alıntı yapmadı. Eğer Barnabas İncili güvenilir bir kitap olarak düşünülmüş olsaydı, Kutsal Yazılar’ın doğruluğu kanıtlanmış tüm diğer kitapları gibi Barnabas İncili de bu uzun zaman dönemi sırasında bazı Hristiyan öğretmenler tarafından pek çok kez kullanılacağı kesindi. Bütün bunların ötesinde eğer bu müjde güvenilir ya da güvenilmez olarak var olmuş olsaydı, bu İncil’den kesinlikle biri tarafından alıntılar yapılırdı. Ama hiçbir kilise babası onun bin beş yüz yıldan fazla bir zaman içindeki sözde varlığından alıntı yapmadı!
Beşincisi, Barnabas İncili, bazen ilk yüzyıldaki, Epistle of [Pseudo] Barnabas (M.S. 70-90) adlı, tamamıyla farklı bir kitap ile karıştırılır. 12 Müslüman bilginler bu yüzden daha erken bir tarihin söz konusu olduğu hakkında sahte bir destek ileri sürerler. Muhammad Ata ur-Rahim iki kitabı birbirine karıştırır, ve bu yüzden Barnabas İncili’nin M.S. ikinci ve üçüncü yüzyıllarda dağıtıldığı iddiasında bulunarak hataya düşer. Bu hata çok ciddidir, çünkü Muhammad Ata ur-Rahim “Altmış Kitap” içinde “Sıra No. 18 Barnabas’ın Mektubu… Sıra No. 24. Barnabas İncili” olarak farklı kitaplar halinde sıralandıklarını kabul eder. 13 Hatta bir yerde Rahim, Barnabas İncili’nin varlığına kanıt olarak “Barnabas Mektubu” adı ile bile alıntı yapar! 14
Bazı kişilerin Barnabas tarafından kullanılan bir müjdenin referansını yanlış anladıkları bile sanılır; apokrif Barnabas’ın İşleri (M.S. 478) adlı kitabın, Barnabas’ın İncili’ne işaret ettiğini düşünürler. Ama yine de bu düşüncenin, alıntının da açıkladığı gibi tamamen sahte olduğu açıktır: “Barnabas, çalışma arkadaşı Matta’dan bize gelen Müjdeyi açtıktan sonra Yahudiler’e öğretmeye başladı.” 15 Bu vurgulanan ifadeyi özellikle atlayarak, bir Barnabas İncili var olduğu izlenimi verildi.
Altıncısı, apokrif Barnabas İncili’nin mesajı, güvenilirliğini destekleyen beş binin üzerinde el yazmasına sahip ilk yüzyıl belgeleri, yani Yeni Antlaşma tarafından tamamen yalanlanır. Örneğin, İsa’nın Mesih olduğunu iddia etmediği ve çarmıhta ölmediği ile ilgili öğretiş, tanıklar ve ilk yüzyıla ait belgeler tarafından tamamen yalanlanır (bakınız 10 ve 11. Bölümlerimiz).
Yedincisi, Barnabas İncili’nin güvenilirliğini hiçbir Müslüman’ın kabul etmemesi gerekir, çünkü Barnabas İncili’nin, İsa’nın Mesih olduğunu iddia eden Kuran ile çeliştiği aşikârdır. İleri sürülen iddia şudur: “İsa itiraf etti, ve gerçeği söyledi; ‘Ben Mesih değilim… Ben İsrail evine bir kurtuluş peygamberi olarak gerçekten gönderildim; ama Mesih benden sonra gelecek” (kısımlar 42,48). Bu ifadeler, İsa’yı sürekli Mesih olarak adlandıran Kuran ifadeleri ile tamamen karşıttır (5:19, 75).
Sekizincisi, bu konu ile ilgili kesin referanslar veren Suzanne Haneef gibi Müslüman bilginler bile “bu kitabın doğruluğunun sorgusuz sualsiz bina edildiğini” ve “İsa’nın yaşamı ile ilgili apokrif bir öykü olduğunu kabul etmek zorundadır.” 16 Diğer Müslüman bilginler de Barnabas İncili’nin güvenilirliğine karşı kuşku duyarlar. 17 Çünkü kitabın içeriğinde on dördüncü yüzyıldan önce yazılmadığını açıklayan Batı Avrupa’daki orta çağ yaşamına ilişkin tarih hataları ve tanımlamalar yer alır. Örneğin, kitapta her yüzyılda bir gelen ellinci yıldönümünden söz ederken, bu dönemden önce uygulandığı gibi, ellinci yıl olarak belirtilmez (Barnabas İncili, 82). Bu ellinci yıldönümünü her yüzyılda bire değiştirmek için verilen papalığa ait beyan M.S. 1343 yılında kilise tarafından yapıldı. Origins and Sources of the Gospel of Barnabas (Barnabas İncili’nin Orijinleri ve Kaynakları) adlı eserinde John Gilchrist, şu sonuca varır: “Bu dikkat çekici rastlantı için ancak tek bir çözüm söz konusu olabilir. Barnabas İncili’nin yazarı İsa’dan bahsederken, ellinci yıldönümünden yalnızca ‘her yüzyılda bir’ gelen bir yıldönümü olarak alıntı yaptı, çünkü Papa Boniface’nin buyruğundan haberdardı.” John Gilchrist sözlerine şunları ekledi: “Ama Papa ile aynı zamanda ya da biraz daha sonra yaşamadıysa, nasıl olur da bu buyruktan haberdardı? Bu konu, belirgin bir tarih hatasını ortaya koyar ve bizi şu sonuca varmaya zorlar: Barnabas İncili, Mesih’ten sonraki dördüncü yüzyıldan daha erken yazılmış olamazdı.” 18 Önemli tarih hatalarından biri, Barnabas İncili’nin Kutsal Kitap’ın Roma Katolik Latin Vulgata (Kutsal Kitap’ın dördüncü yüzyıl sonunda Hieronymus tarafından yapılan Latince tercümesi) çevirisinin metnini kullandığı gerçeğidir (M.S. dördüncü yüzyıl), Barnabas’ın, bunu, M.S. ilk yüzyılda yazdığı varsayımı, gerçeği değiştirmez. Tarih hataları ile ilgili diğer örnekler için şu gibi konulara değinebiliriz: Efendisine mahsulünün payından borçlu olan bir köle (Barnabas İncili, 122), orta çağ derebeylik dönemine ilişkin bir örnek; tahta şarap fıçıları ile ilgili bir referans (aynı kitapta, 152), Filistin’de kullanılan şarap tulumlarının aksine şarap fıçıları; ve bir orta çağ dava süreci (aynı kitapta, 121).
Dokuzuncusu, Jomier, Barnabas İncili’nde bulunan pek çok hata ve abartıların bir listesini yapar. Bu hatalar tarihle ilgilidir, örneğin, “Pilatus, M.S. 26 ya da 27 yıllarına kadar vali olmamasına rağmen, İsa, Pilatus’un valiliği döneminde dünyaya geldi.” 19 Aynı zamanda bu kitapta coğrafi hatalar da mevcuttur. Örneğin, Bölüm 20, Nasıra deniz kıyısında bulunmayan bir yerleşim merkezi olmasına rağmen, “İsa’nın Nasıra’ya yelkenli bir tekne ile gittiğini” belirtmektedir. 20 Barnabas İncili’nde aynı şekilde, abartılı bilgiler de yer almaktadır, örneğin 17. Bölümde İzebel tarafından öldürtülen peygamber sayısı 144.000 iken 18. Bölümde ölen peygamber sayısı 10.000’dir. 21
Onuncusu, Slop’a göre, “Jomier’in incelemesi, Barnabas İncili’ni yazan kişinin büyük olasılıkla din değiştirmiş bir Müslüman yazar olduğunu ve bu konuda hiçbir kuşkuya yer vermeyen kanıtların tüm metin boyunca var olması kitapta pek çok İslam unsuruna yer verildiğini ortaya koydu.” Bu tür on dört unsur belirtilir. Örneğin, Jomier, İsa’nın vaaz verdiği söylenen tapınağın “zirvesi” sözcüğünün, Arapça’ya camilerde kullanılan bir platform olan dikka sözcüğü ile tercüme edildiğini belirtir. 22 Aynı zamanda İsa için de yalnızca İsrail halkına gönderildiği söylenir, ama Muhammed “tüm dünyanın kurtuluşu için gönderildi” (Bölüm 11). Son olarak, İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olarak inkâr edilmesi Kuran’a özgü bir inkârdır, İsa’nın vaazı da Tanrı’ya ve onun kutsal Peygamberine övgüler sunarak başlayan bir Müslüman hutbe’si gibi şekillendirilmiştir (Bölüm 12). 23
Özetlenecek olursa, Müslümanlar’ın, Barnabas İncili’ni kendi öğretişlerini desteklemek için kullanmaları bu kitabı desteklemek için gerekli kanıtı sağlamaz. Aslında, Barnabas İncili’nin öğretişleri Kuran’ın öğretişlerine dahi karşıttır. Bu kitap, İsa hakkındaki gerçeklerin ilk yüzyıla ait güvenilir bir öyküsünü aktarmaktan çok uzaktır ve yalnızca geç ortaya çıkan bir ortaçağ uydurmasıdır. Mesih’in yaşamı ile ilgili tek güvenilir ilk yüzyıla ait kayıtlar yalnızca Yeni Antlaşma’da bulunurlar ve Yeni Antlaşma Barnabas İncili’nin öğretişine kategorik olarak karşıttır. Bu “İncil” ile ilgili daha ayrıntılı bir eleştiri için okuyucu David Sox’un The Gospel of Barnabas (Barnabas’ın İncili) adını taşıyan harika kitabına başvurması gerekir. 24
1. Yusuf Ali, The Meaning of the Glorius Qur’an, 230.
2. Hanef, 186.
3. Muhammad Ata ur-Rahim, Jesus, A Prophet of Islam (Karaçi, Pakistan: Begüm Ayşe Bawany Wagf, 1981), 41.
4. M. A. Yusseff, The Dead Sea Scrolls, The Gospel of Barnabas ve the New Testament (Indianapolis: American Trust Publications, 1985), 5.
5. J. Slomp, “The Gospel in Dispute,” Islamochristiana (Roma: Pontificio Instituto di Saudi Arabi, 1978), cilt. 4, 68.
6. Longsdale ve Luara Ragg, The Gospel of Barnabas (Oxford: Clarendon Press, 1907), xxxvii.
7. J. Jomier, Mısır: Reflexions sur la Recontre al-Azhar (Vatican au Caire, avil 1978), alıntı Slomp tarafından yapılmıştır, 104.
8. Slomp, Barnabas İncili hakkında kuşku uyandıran bu referans ile ilgili çeşitli gerçekler belirtir. İlki, yalnızca adından söz edilmesidir. Barnabas İncili’nin bu döneme ait hiçbir içeriği ya da el yazması yoktur. İkincisi, Barnabas İncili’nden kilise tarafından reddedilen sahte bir kitap olarak bahsedilmesidir. Üçüncüsü, “Gelasyan Buyrukları matbaanın icadından hemen sonra yayınlandılar ve bu nedenle pek çok kütüphanede mevcutturlar.” Ayrıca Jomier şuna inanır: “Sahte imza atan biri, bu buyruklara kolayca ulaşabilir ve kendi kitabına aynı gerçeklik ve saygınlık havasını vermek için bu unvana sahip çıkabilirdi” (alıntıyı yapan Slomp, 74).
9. Aynı kitapta,
10. L. Bevan Jones, Christianity Explained to Muslims, gözden geçirilmiş baskı (Kalküta: Baptist Mission Press, 1964), 79.
11. Longsdale and Ragg, xlviii. Steinschneider’in monografisi Abhandlungen für die Kunde des Morgenlandes olarak listelendi.
12. Bakınız Slomp, 37-38.
13. Bakınız Ata ur-Rahim, 42-43.
14. Aynı kitapta, 42.
15. Bakınız Slomp, 110 vurgulama bize aittir.
16. Suzanne Haneef, şu iddiayı ileri sürer: “Barnabas İncili, sapkın bir belge olarak baskı gördüğü için yüzlerce yıl dünya tarafından bilinmedi. Ama onun sapkın bir belge olduğuna dair en ufak bir belgesel kanıt bile mevcut değildir. Aslında, Barnabas İncili altıncı yüzyılda ilk kez ortaya çıkmadan önce hiç kimse ondan haberdar bile değildi.
17. Bakınız Slomp, 68.
18. John Gilchrist, Origins and Sources of the Gospel of Barnabas (Durban, Güney Afrika Cumhuriyeti: Jesus to the Muslims, 1980), 16-17.
19. Bakınız Slomp, 9.
20. Aynı kitapta.
21. Aynı kitapta.
22. Aynı kitapta.
23. Aynı kitapta.
24. Sox.
Müslümanlar genellikle İslam öğretişini savunmak amacı ile Barnabas İncili’nden alıntı yaparlar. Aslında Barnabas İncili Müslüman ülkelerinde çok satan bir kitaptır. Yusuf Ali, Kuran hakkındaki yorumunda Barnabas İncili’ne işaret eder. 1 Suzanne Haneef, İslam hakkındaki bibliyografyasında notlar ile açıklamalarda bulunur ve Barnabas İncili’ni şu sözleri ile hararetle tavsiye eder: “Barnabas İncili diri İsa’nın portresini, kendisine emanet edilen görevi ve karakteri açısından çok canlı bir şekilde çizer, öyle ki, bu konuda diğer dört Yeni Antlaşma müjdesinden çok daha başarılıdır.” Barnabas İncili’ni, “gerçeği arayan herkesin okuması elzem olan bir kitap” olarak adlandırır. 2 Tipik Müslüman iddialarından birini Muhamad Ata ur-Rahim ileri sürer ve şu konuda ısrar eder: “Barnabas İncili, İsa’nın bir öğrencisi tarafından yazılan ve bozulmadan kalmış, bilinen tek Müjdedir. …M.S. 325 yılına kadar İskenderiye’deki kiliselerde doğruluğu onaylanan bir Müjde olarak kabul edildi.” 3 M. A. Yusseff adlı bir başka Müslüman yazar, kendinden çok emin şekilde şu iddiada bulunur: “Orijinallik ve güvenilirlik açısından diğer hiçbir İncil, Barnabas İncili’nin yanına dahi yaklaşamaz.” 4
Saygı gören bilginler, Barnabas İncili’ni özenle incelediler ve kesinlikle onun doğruluğu ve güvenirliliği ile ilgili hiçbir temel bulmadılar; bu gerçek göz önüne alındığı zaman, yukarıdaki ifadeler çelişkili ve gariptirler. J. Slomp, İslamochristiana adlı bir yazısında kanıtları tekrar gözden geçirdikten sonra şu sonuca vardı: “Benim görüşüme göre bilginler tarafından yapılan araştırma bu ‘müjdenin’ (incilin) sahte olduğunu kesinlikle kanıtlamıştır. Aynı zamanda bu görüşe pek çok sayıda Müslüman bilgini de sahiptir.” 5 Barnabas İncili’nin Oxford baskısının sunuşunda, Longsdale ve Ragg, vardıkları sonucu şöyle belirttiler:
“Doğru tarihi, ilk yüzyıldan çok on altıncı yüzyıla yakındır.” 6 Jomier de aynı şekilde klasik eserinde, kendi görüşünü hiç kuşkuya yer vermeksizin göstererek şöyle kanıtladı: “G. B. V. [Gospel of Barnabas Viennea ms. – B.İ.V. Barnaba İncili Viyana] İslam’a uyarlanmış geç bir ortaçağ müjdesi sahtekârlığıdır.” 7
Bu eserdeki merkez düşüncelerden biri, temel bir Müslüman iddiası ile uyumludur, yani, İsa çarmıhta ölmedi. Bunun yerine, bu kitap Yahuda İskaryot’un İsa’nın yerine geçtiğini (kısım 217) yazar. Bu görüş pek çok Müslüman tarafından kabul edilmiştir, çünkü onların büyük çoğunluğu çarmıhta İsa’nın yerine başka birinin geçtiğine inanırlar.
Eksik Olan Güvenilirliğin Kanıtı
Biz burada Barnabas İncili’nin güvenilirliği ile ilgileniyoruz. Yani, bu İncil, ilk yüzyılda Mesih’in bir öğrencisi tarafından mı yazılmıştır? Kanıtlar kesinlikle bu soruya olumsuz yanıt vermektedir.
Her şeyden önce, bu İncil ile ilgili ilk referans, Decretum Gelasianum (Gelasyan Buyruğu, Papa Gelasius tarafından, M.S. 492-95) beşinci yüzyıla ait bir eser ile ortaya çıkar. Ancak bu referans bile kuşku duyulan bir referanstır. 8 Ama her şeye rağmen bu referansın varlığı ile ilgili orijinal dilde hiçbir el yazması belge mevcut değildir! Slomp, hiç çekinmeden şöyle der: “G.B.V.’nin –Barnabas İncili Viyana– ile ilgili hiçbir metin bağlantısı yoktur.” 9 Bunun aksi olarak, Yeni Antlaşma kitapları, M.S. ikinci ve üçüncü yüzyıllarda başlayan yaklaşık 5.700 Grekçe el yazması belge tarafından doğrulanırlar (bakınız Bölüm 10).
İkinisi, L. Bevan Jones şunu belirtir: “Barnabas İncili’nin ilk hali bizim tarafımızdan bir İtalyan el yazması olarak bilinir. Bu el yazması bilginler tarafından yakından analiz edilmiştir ve on beş ya da on altıncı yüzyıllara ait olduğuna karar verilmiştir, örneğin, Barnabas’ın zamanından 1400 yıl sonra. 10 Bu İncili savunan Muhammad Ata ur-Rahim gibi Müslüman savunucular bile, 1500’lü yıllardan önce Barnabas İncili’nin el yazması belgeleri olmadığını itiraf ederler.
Üçüncüsü, bu müjdenin günümüzdeki Müslüman savunucular tarafından yaygın bir şekilde kullanıldığıdır, ama yine de on beşinci ya da on altıncı yüzyıldan önce Barnabas İncili hiçbir Müslüman yazar tarafından referans olarak verilmemiştir. Ama eğer Barnabas İncili var olsaydı onu kullanacakları kesindi. Ragg’ın bu konudaki gözlemini aktaralım: “Barnabas İncili’nin Arapça dilinde var olup olmadığı varsayımına karşı ileri sürmemiz gereken kanıt, Müslümanlar’ın polemik edebiyatı içindeki böyle bir İncil hakkında tamamen sessiz kalmalarıdır. Bu konu, Steinschneider’in özel bir konudan söz eden yazısında (monografi) hayranlık uyandıracak bir bilgi ile ifade edilmiştir.” 11
Ragg böyle bir esere –eğer var olmuş olsaydı– hiç kuşkusuz işaret edecek olan kitaplar yazmış pek çok Müslüman yazar bulunduğunu söyleyerek sözlerine devam eder – örneğin, İbn Hasm (d. Hicri 456), İbn Teymiye (d. Hicri 728), Ebu’l-Fadıl el Su’udi (hicri 942 yılında yazdı), ve Hajji Halifa (d. Hicri 107). Ama bunlardan hiçbiri, ya da başka herhangi biri, Müslümanlar’ın ve Hristiyanlar’ın yoğun bir tartışma içinde bulundukları yedinci ve on beşinci yüzyıllar arasındaki dönemde değillerdir.
Dördüncüsü, Hristiyan kilisesinin ne babası ne de öğretmeni hiçbir zaman on beşinci yüzyıldan bir alıntı yapmadı. Eğer Barnabas İncili güvenilir bir kitap olarak düşünülmüş olsaydı, Kutsal Yazılar’ın doğruluğu kanıtlanmış tüm diğer kitapları gibi Barnabas İncili de bu uzun zaman dönemi sırasında bazı Hristiyan öğretmenler tarafından pek çok kez kullanılacağı kesindi. Bütün bunların ötesinde eğer bu müjde güvenilir ya da güvenilmez olarak var olmuş olsaydı, bu İncil’den kesinlikle biri tarafından alıntılar yapılırdı. Ama hiçbir kilise babası onun bin beş yüz yıldan fazla bir zaman içindeki sözde varlığından alıntı yapmadı!
Beşincisi, Barnabas İncili, bazen ilk yüzyıldaki, Epistle of [Pseudo] Barnabas (M.S. 70-90) adlı, tamamıyla farklı bir kitap ile karıştırılır. 12 Müslüman bilginler bu yüzden daha erken bir tarihin söz konusu olduğu hakkında sahte bir destek ileri sürerler. Muhammad Ata ur-Rahim iki kitabı birbirine karıştırır, ve bu yüzden Barnabas İncili’nin M.S. ikinci ve üçüncü yüzyıllarda dağıtıldığı iddiasında bulunarak hataya düşer. Bu hata çok ciddidir, çünkü Muhammad Ata ur-Rahim “Altmış Kitap” içinde “Sıra No. 18 Barnabas’ın Mektubu… Sıra No. 24. Barnabas İncili” olarak farklı kitaplar halinde sıralandıklarını kabul eder. 13 Hatta bir yerde Rahim, Barnabas İncili’nin varlığına kanıt olarak “Barnabas Mektubu” adı ile bile alıntı yapar! 14
Bazı kişilerin Barnabas tarafından kullanılan bir müjdenin referansını yanlış anladıkları bile sanılır; apokrif Barnabas’ın İşleri (M.S. 478) adlı kitabın, Barnabas’ın İncili’ne işaret ettiğini düşünürler. Ama yine de bu düşüncenin, alıntının da açıkladığı gibi tamamen sahte olduğu açıktır: “Barnabas, çalışma arkadaşı Matta’dan bize gelen Müjdeyi açtıktan sonra Yahudiler’e öğretmeye başladı.” 15 Bu vurgulanan ifadeyi özellikle atlayarak, bir Barnabas İncili var olduğu izlenimi verildi.
Altıncısı, apokrif Barnabas İncili’nin mesajı, güvenilirliğini destekleyen beş binin üzerinde el yazmasına sahip ilk yüzyıl belgeleri, yani Yeni Antlaşma tarafından tamamen yalanlanır. Örneğin, İsa’nın Mesih olduğunu iddia etmediği ve çarmıhta ölmediği ile ilgili öğretiş, tanıklar ve ilk yüzyıla ait belgeler tarafından tamamen yalanlanır (bakınız 10 ve 11. Bölümlerimiz).
Yedincisi, Barnabas İncili’nin güvenilirliğini hiçbir Müslüman’ın kabul etmemesi gerekir, çünkü Barnabas İncili’nin, İsa’nın Mesih olduğunu iddia eden Kuran ile çeliştiği aşikârdır. İleri sürülen iddia şudur: “İsa itiraf etti, ve gerçeği söyledi; ‘Ben Mesih değilim… Ben İsrail evine bir kurtuluş peygamberi olarak gerçekten gönderildim; ama Mesih benden sonra gelecek” (kısımlar 42,48). Bu ifadeler, İsa’yı sürekli Mesih olarak adlandıran Kuran ifadeleri ile tamamen karşıttır (5:19, 75).
Sekizincisi, bu konu ile ilgili kesin referanslar veren Suzanne Haneef gibi Müslüman bilginler bile “bu kitabın doğruluğunun sorgusuz sualsiz bina edildiğini” ve “İsa’nın yaşamı ile ilgili apokrif bir öykü olduğunu kabul etmek zorundadır.” 16 Diğer Müslüman bilginler de Barnabas İncili’nin güvenilirliğine karşı kuşku duyarlar. 17 Çünkü kitabın içeriğinde on dördüncü yüzyıldan önce yazılmadığını açıklayan Batı Avrupa’daki orta çağ yaşamına ilişkin tarih hataları ve tanımlamalar yer alır. Örneğin, kitapta her yüzyılda bir gelen ellinci yıldönümünden söz ederken, bu dönemden önce uygulandığı gibi, ellinci yıl olarak belirtilmez (Barnabas İncili, 82). Bu ellinci yıldönümünü her yüzyılda bire değiştirmek için verilen papalığa ait beyan M.S. 1343 yılında kilise tarafından yapıldı. Origins and Sources of the Gospel of Barnabas (Barnabas İncili’nin Orijinleri ve Kaynakları) adlı eserinde John Gilchrist, şu sonuca varır: “Bu dikkat çekici rastlantı için ancak tek bir çözüm söz konusu olabilir. Barnabas İncili’nin yazarı İsa’dan bahsederken, ellinci yıldönümünden yalnızca ‘her yüzyılda bir’ gelen bir yıldönümü olarak alıntı yaptı, çünkü Papa Boniface’nin buyruğundan haberdardı.” John Gilchrist sözlerine şunları ekledi: “Ama Papa ile aynı zamanda ya da biraz daha sonra yaşamadıysa, nasıl olur da bu buyruktan haberdardı? Bu konu, belirgin bir tarih hatasını ortaya koyar ve bizi şu sonuca varmaya zorlar: Barnabas İncili, Mesih’ten sonraki dördüncü yüzyıldan daha erken yazılmış olamazdı.” 18 Önemli tarih hatalarından biri, Barnabas İncili’nin Kutsal Kitap’ın Roma Katolik Latin Vulgata (Kutsal Kitap’ın dördüncü yüzyıl sonunda Hieronymus tarafından yapılan Latince tercümesi) çevirisinin metnini kullandığı gerçeğidir (M.S. dördüncü yüzyıl), Barnabas’ın, bunu, M.S. ilk yüzyılda yazdığı varsayımı, gerçeği değiştirmez. Tarih hataları ile ilgili diğer örnekler için şu gibi konulara değinebiliriz: Efendisine mahsulünün payından borçlu olan bir köle (Barnabas İncili, 122), orta çağ derebeylik dönemine ilişkin bir örnek; tahta şarap fıçıları ile ilgili bir referans (aynı kitapta, 152), Filistin’de kullanılan şarap tulumlarının aksine şarap fıçıları; ve bir orta çağ dava süreci (aynı kitapta, 121).
Dokuzuncusu, Jomier, Barnabas İncili’nde bulunan pek çok hata ve abartıların bir listesini yapar. Bu hatalar tarihle ilgilidir, örneğin, “Pilatus, M.S. 26 ya da 27 yıllarına kadar vali olmamasına rağmen, İsa, Pilatus’un valiliği döneminde dünyaya geldi.” 19 Aynı zamanda bu kitapta coğrafi hatalar da mevcuttur. Örneğin, Bölüm 20, Nasıra deniz kıyısında bulunmayan bir yerleşim merkezi olmasına rağmen, “İsa’nın Nasıra’ya yelkenli bir tekne ile gittiğini” belirtmektedir. 20 Barnabas İncili’nde aynı şekilde, abartılı bilgiler de yer almaktadır, örneğin 17. Bölümde İzebel tarafından öldürtülen peygamber sayısı 144.000 iken 18. Bölümde ölen peygamber sayısı 10.000’dir. 21
Onuncusu, Slop’a göre, “Jomier’in incelemesi, Barnabas İncili’ni yazan kişinin büyük olasılıkla din değiştirmiş bir Müslüman yazar olduğunu ve bu konuda hiçbir kuşkuya yer vermeyen kanıtların tüm metin boyunca var olması kitapta pek çok İslam unsuruna yer verildiğini ortaya koydu.” Bu tür on dört unsur belirtilir. Örneğin, Jomier, İsa’nın vaaz verdiği söylenen tapınağın “zirvesi” sözcüğünün, Arapça’ya camilerde kullanılan bir platform olan dikka sözcüğü ile tercüme edildiğini belirtir. 22 Aynı zamanda İsa için de yalnızca İsrail halkına gönderildiği söylenir, ama Muhammed “tüm dünyanın kurtuluşu için gönderildi” (Bölüm 11). Son olarak, İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olarak inkâr edilmesi Kuran’a özgü bir inkârdır, İsa’nın vaazı da Tanrı’ya ve onun kutsal Peygamberine övgüler sunarak başlayan bir Müslüman hutbe’si gibi şekillendirilmiştir (Bölüm 12). 23
Özetlenecek olursa, Müslümanlar’ın, Barnabas İncili’ni kendi öğretişlerini desteklemek için kullanmaları bu kitabı desteklemek için gerekli kanıtı sağlamaz. Aslında, Barnabas İncili’nin öğretişleri Kuran’ın öğretişlerine dahi karşıttır. Bu kitap, İsa hakkındaki gerçeklerin ilk yüzyıla ait güvenilir bir öyküsünü aktarmaktan çok uzaktır ve yalnızca geç ortaya çıkan bir ortaçağ uydurmasıdır. Mesih’in yaşamı ile ilgili tek güvenilir ilk yüzyıla ait kayıtlar yalnızca Yeni Antlaşma’da bulunurlar ve Yeni Antlaşma Barnabas İncili’nin öğretişine kategorik olarak karşıttır. Bu “İncil” ile ilgili daha ayrıntılı bir eleştiri için okuyucu David Sox’un The Gospel of Barnabas (Barnabas’ın İncili) adını taşıyan harika kitabına başvurması gerekir. 24
1. Yusuf Ali, The Meaning of the Glorius Qur’an, 230.
2. Hanef, 186.
3. Muhammad Ata ur-Rahim, Jesus, A Prophet of Islam (Karaçi, Pakistan: Begüm Ayşe Bawany Wagf, 1981), 41.
4. M. A. Yusseff, The Dead Sea Scrolls, The Gospel of Barnabas ve the New Testament (Indianapolis: American Trust Publications, 1985), 5.
5. J. Slomp, “The Gospel in Dispute,” Islamochristiana (Roma: Pontificio Instituto di Saudi Arabi, 1978), cilt. 4, 68.
6. Longsdale ve Luara Ragg, The Gospel of Barnabas (Oxford: Clarendon Press, 1907), xxxvii.
7. J. Jomier, Mısır: Reflexions sur la Recontre al-Azhar (Vatican au Caire, avil 1978), alıntı Slomp tarafından yapılmıştır, 104.
8. Slomp, Barnabas İncili hakkında kuşku uyandıran bu referans ile ilgili çeşitli gerçekler belirtir. İlki, yalnızca adından söz edilmesidir. Barnabas İncili’nin bu döneme ait hiçbir içeriği ya da el yazması yoktur. İkincisi, Barnabas İncili’nden kilise tarafından reddedilen sahte bir kitap olarak bahsedilmesidir. Üçüncüsü, “Gelasyan Buyrukları matbaanın icadından hemen sonra yayınlandılar ve bu nedenle pek çok kütüphanede mevcutturlar.” Ayrıca Jomier şuna inanır: “Sahte imza atan biri, bu buyruklara kolayca ulaşabilir ve kendi kitabına aynı gerçeklik ve saygınlık havasını vermek için bu unvana sahip çıkabilirdi” (alıntıyı yapan Slomp, 74).
9. Aynı kitapta,
10. L. Bevan Jones, Christianity Explained to Muslims, gözden geçirilmiş baskı (Kalküta: Baptist Mission Press, 1964), 79.
11. Longsdale and Ragg, xlviii. Steinschneider’in monografisi Abhandlungen für die Kunde des Morgenlandes olarak listelendi.
12. Bakınız Slomp, 37-38.
13. Bakınız Ata ur-Rahim, 42-43.
14. Aynı kitapta, 42.
15. Bakınız Slomp, 110 vurgulama bize aittir.
16. Suzanne Haneef, şu iddiayı ileri sürer: “Barnabas İncili, sapkın bir belge olarak baskı gördüğü için yüzlerce yıl dünya tarafından bilinmedi. Ama onun sapkın bir belge olduğuna dair en ufak bir belgesel kanıt bile mevcut değildir. Aslında, Barnabas İncili altıncı yüzyılda ilk kez ortaya çıkmadan önce hiç kimse ondan haberdar bile değildi.
17. Bakınız Slomp, 68.
18. John Gilchrist, Origins and Sources of the Gospel of Barnabas (Durban, Güney Afrika Cumhuriyeti: Jesus to the Muslims, 1980), 16-17.
19. Bakınız Slomp, 9.
20. Aynı kitapta.
21. Aynı kitapta.
22. Aynı kitapta.
23. Aynı kitapta.
24. Sox.
Konular
- TESLİS (ÜÇLÜ-BİRLİK) İNANCI HAKKINDA BİR SAVUNMA!
- Hristiyanların Kuran'a bakışı ve değerlendirmesi bu yazıda!
- Müslümanlara Sorumuz: Barnabas/Barnaba Yalanına daha ne kadar sarılacaksınız?
- ''Ama Siz Hristiyanlar biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz....'' DİYENLERE!
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Hey gidi Hey... Sizin İncilleriniz de Hz.Muhammed Paraklet olarak geçiyor haberiniz yok!
- Bir şey soracağım Özgür; hani yazılarına 1-2 ay ara vermiştin? Bunları babam mı yazıyor?
- İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
- Hristiyanlar kadına nasıl bakarlar? Ve Hristiyan bir kadın Nasıl yaşar?
- Teslisin neresini savunabilirsiniz ki? Bence tamamıyla büyük bir saçmalıktır!
- İNCİL’DE KADININ YERİ VE ROLÜ NEDİR? Sadece susun ve konuşmayın mı der?
- Vaftiz olmak nedir?
- Bu sitede ki, vaftiz tartışmalarına son veriyorum!
- Sizinkiler o daha küçücük ''günahsız'' çocukları vaftiz etmiyor mu? Ki ''günahlarından'' arınsın!
- Hem bizim Peygamberimiz köleleri özgürleştirdi. Yani bizim dinimiz de, İslamda kölelik olmaz!
- ''Ama Siz Hristiyan, biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz...'' DİYENLERE!!!
- Diyalog İslam'ı Hristiyanlaştırmak için değil, Diğer Mezhepleri KATOLİKLEŞTİRMEK İÇİNDİR!
- İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
- Müslüman Kardeşler (İhvan'ı Müslimin) Şokta! Mısır'ın en ünlü Din Hocası, Hristiyan oldu!
- Sayın Admin, mesajlarımın kasıtlı olarak yayınlanmaması adi Şerefsizliktir!!!
- Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
- Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
- Abdest alır mısınız? Bahsettiğim Hakiki abdesttir!! Hristiyanlıkta Abdest Kavramı hakkında
- Gerçekten de Hristiyanlara tuvaleti Müslümanlar mı öğretti? Yoksa birer yalandan mı ibaret!
- Hristiyanlığa göre; Adem, Havva, Şeytan ve Elma! Kısaca bir özeti...
- Gerçekten de Teslis ile Tevhid inancı hakkında bir bilgin var mı? O zaman tıkla ve öğren!
- Kanlı Çağ!
- Bak Özgür efendi, Matta ve Luka da İsa'nın soyu farklı anlatılıyor!Sen ise çelişki yok diyorsun!