İlk Günah (Cevabım 2)
İtiraz 2: Orijinal ya da İlk Günah Tanrı’nın adaleti ile çelişir!
Cevap: Aslında bu eleştiriyi yönelten kişinin adalet anlayışı da çok önemlidir. Örneğin bir Müslüman arkadaş bu eleştiriyi yöneltiyorsa –ki çoğunlukla bu eleştiri Müslüman ve ateist arkadaşlardan gelir - ona bu konu ile ilgili birkaç soru sormam gerekir.
MÜSLÜMAN İTİRAZLARINA CEVAP:
Birincisi, Kuran’a göre Tanrı bazı kişileri cehenneme gitsin diye yaratmıştır.
Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir. (A’raf Suresi 7:179)
O zaman sormak istiyorum Müslüman arkadaşlara, acaba Allah’ın bir çok insanı cehenneme göndermek için yaratması adalet midir?
Ayrıca bu ayet İslam Peygamberi tarafından da desteklenir.
Dedim ki, ‘’ O Allah’ın elçisi! Neden insanlar iyi ameller yapmaya çalışmalıdırlar? Peygamber dedi ki, Herkese, gitmek için yaratıldığı ve onun için belirlenmiş olan yere yönlendirileceği için böyle işler yapması kolayına gelecektir. (Sahih Bukhari, Cilt 9, Kitap 93, Numara 641)
Aslında İslamiyeti, Kuran’ı ve Hadisleri araştırdığımızda ilginç detaylarla karşılaşıyoruz. Hadislerde şunu okuruz:
Hz. Ebu Hureyre anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m)’den şunları duydum:
“Adem’in çocuklarından hiçbir çocuk yok ki, doğduğu an, şeytana ona dokunmuş olmasın. İşte doğarken ağlaması, şeytanın dokunmasından kaynaklanmaktadır. Meryem ve oğlu bundan müstesnadır.” (Bukhari, Cilt 4, Kitap 55, Numara 641)
İlginç değil mi? Tüm insanlık’ta sadece Meryem ve Oğlu bundan hariç tutuluyor.
Ayrıca Yusuf Suresi’ndeki ayet daha da ilginçtir. Yusuf suresi 53. Ayette şunları okuruz:
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Muhakkak ki nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder.
Bu ayete göre Nefs sürekli olarak kötüyü emretmektedir. Bu bir başka deyişle bozulan insan doğasını da tasvir etmektedir.
Nikola Yakup Gabriel, ‘’Din Alimleri Tartışıyor’’ adlı kitabında bu ayet ile ilgili bahsederken Ünlü İslam Tefsircileri ve Alimlerinden alıntılar yapar ve şöyle der:
Her insanın bozukluğunu biraz önceki ayet (Yusuf 53) doğruluyor. Bu ayetin yorumunda Razişöyle diyor: ‘’Nefis kötülüğü emreder. Eğilimi çirkin işlere, arzusu isyandır. Nerede tat varsa, bakışı o yanadır. Nefis genellikle bedenin isteklerine boyun eğer, kutsal evrene eğilimi çok az olduğu için insanı, kötülüklere sürükler.’’ Kuran metninde nefs kelimesi belirlilik takısıyla kullanıldığında, amaçlanan her insanın nefsidir.Yine ‘’ Buyurn(Emreden)’’ anlamında çevrilebilecek olan ‘’Ammara’’ sözcüğü de Arapça’nın abartılı sözcüklerinden biridir. Anlamı geniş olarak ‘’bıkmadan, usanmadan ısrarla emretmek’’ biçiminde kabul edilmelidir.
Aslında Peygamberlerin günah işleyip işlemeyecekleri konusunda okumuş olduğum bir makalede – ki bu ayet ile de yakından ilişkilidir.
İsmet sıfatı, peygamberlerdeki bu potansiyel günah işleme imkânının fiiliyata geçmesini önleyen ilâhî bir koruma ve esirgemedir... a
Potansiyel günah işleme! En azından şunu anlayabiliriz ki Peygamberler dahi kendiliğinden günahsız bir hayat yaşayamazve Tanrı’nın onları bundan esirgemesine ihtiyaçları vardır. Bizler bu durumu kısaca yozlaşmış doğa ve günah tohumuna sahip bireylerolduğumuzu kabul ederek açıklayabiliriz.
Yani aslında biraz derinlere inip bakıldığında İslamiyet’te de Asli günah kavramına yakın bir kavram var gibi gözüküyor. Tabi onlar buna potansiyel diyorlar.
Bir başka açıdan baktığımızda, Kuran’dan okuduğumuz kadarıyla Adem ile Havva itaatsizlik etmeden önce cennetteydiler. Allahın yeme dediği ağaçtan yedikleri için cennetten kovuldular.
Derken Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: ‘Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim’ diye de onlara yemin etti. Bu suret ile onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıkları zaman, kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yaprakları ile örtmeye başladılar. Rab’leri onlara, ‘Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?’ diye seslendi. Dediler ki: ‘Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.’ Allah, dedi ki, ‘Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.’ Allah dedi ki: ‘Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.”
Araf Suresi’nden okuduklarımızdan anlıyoruz ki:
Âdem ile Havva Cennetteydiler ve itaatsizliklerinden dolayı kovuldular. Allah onları yeryüzünde yaşamaya gönderdi. Onlar orada yaşayacak, orada ölecek ve oradan mahşere çıkarılacaklardı. Demek ki iş bazılarının anlattığı gibi Adem tövbe etti de Allah onları bağışladı da vs.. diyebileceğimizden çok daha ciddi bir durumdadır. İtaatsizliğin yani günahın bir bedeli bir sonucu var. Dahası bizler madem Âdem’in günahından etkilenmiyoruz ya da o günahın tohumunu taşımıyoruz, o zaman neden Adem gibi yaşama cennette başlayamıyoruz. Bu adalet mi acaba?
Dahası başka bir ayette Adem ile ilgili şunları diyor:
... Adem Rab’bime başkaldırdı ve yolunu şaşırdı (gawa) (Ta Ha suresi 121.ayet)
Tanrı ‘’.... Şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz’’ (Bakara 35) demişti.
Yorumculara göre o (Adem) yasak ağaçtan yiyerek Tanrısına başkaldırdı.
Beydavi ‘’ O arzulanan hedeften saptı, emeline de varamadı. Zira yasak meyveden yiyerek sonsuz yaşamı aradı. Ya da kendisine buyrulandan, doğru yoldan saptı, çünkü düşmanın sözüne kandı.’’diyor. Ademin günahını Razi’de benimsiyor.
Aslında ilginç olan nokta, Âdem ile Havva Cennet’te olduklarına göre demek ki Cennete gidip oradan kovulma olasılığımız da var.
Sonuç olarak, Orijinal ya da İlk günah dediğimiz kavram ve onun etkileri aslında İslamiyet’te de potansiyel günah işleme şeklinde geçmektedir. Buna ek olarak Tanrı’nın birçok kişiyi cehenneme gitmek üzere belirlemesi ise kendisinin adaleti konusunda bir soru işaretidir.
Cevap: Aslında bu eleştiriyi yönelten kişinin adalet anlayışı da çok önemlidir. Örneğin bir Müslüman arkadaş bu eleştiriyi yöneltiyorsa –ki çoğunlukla bu eleştiri Müslüman ve ateist arkadaşlardan gelir - ona bu konu ile ilgili birkaç soru sormam gerekir.
MÜSLÜMAN İTİRAZLARINA CEVAP:
Birincisi, Kuran’a göre Tanrı bazı kişileri cehenneme gitsin diye yaratmıştır.
Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir. (A’raf Suresi 7:179)
O zaman sormak istiyorum Müslüman arkadaşlara, acaba Allah’ın bir çok insanı cehenneme göndermek için yaratması adalet midir?
Ayrıca bu ayet İslam Peygamberi tarafından da desteklenir.
Dedim ki, ‘’ O Allah’ın elçisi! Neden insanlar iyi ameller yapmaya çalışmalıdırlar? Peygamber dedi ki, Herkese, gitmek için yaratıldığı ve onun için belirlenmiş olan yere yönlendirileceği için böyle işler yapması kolayına gelecektir. (Sahih Bukhari, Cilt 9, Kitap 93, Numara 641)
Aslında İslamiyeti, Kuran’ı ve Hadisleri araştırdığımızda ilginç detaylarla karşılaşıyoruz. Hadislerde şunu okuruz:
Hz. Ebu Hureyre anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m)’den şunları duydum:
“Adem’in çocuklarından hiçbir çocuk yok ki, doğduğu an, şeytana ona dokunmuş olmasın. İşte doğarken ağlaması, şeytanın dokunmasından kaynaklanmaktadır. Meryem ve oğlu bundan müstesnadır.” (Bukhari, Cilt 4, Kitap 55, Numara 641)
İlginç değil mi? Tüm insanlık’ta sadece Meryem ve Oğlu bundan hariç tutuluyor.
Ayrıca Yusuf Suresi’ndeki ayet daha da ilginçtir. Yusuf suresi 53. Ayette şunları okuruz:
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Muhakkak ki nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder.
Bu ayete göre Nefs sürekli olarak kötüyü emretmektedir. Bu bir başka deyişle bozulan insan doğasını da tasvir etmektedir.
Nikola Yakup Gabriel, ‘’Din Alimleri Tartışıyor’’ adlı kitabında bu ayet ile ilgili bahsederken Ünlü İslam Tefsircileri ve Alimlerinden alıntılar yapar ve şöyle der:
Her insanın bozukluğunu biraz önceki ayet (Yusuf 53) doğruluyor. Bu ayetin yorumunda Razişöyle diyor: ‘’Nefis kötülüğü emreder. Eğilimi çirkin işlere, arzusu isyandır. Nerede tat varsa, bakışı o yanadır. Nefis genellikle bedenin isteklerine boyun eğer, kutsal evrene eğilimi çok az olduğu için insanı, kötülüklere sürükler.’’ Kuran metninde nefs kelimesi belirlilik takısıyla kullanıldığında, amaçlanan her insanın nefsidir.Yine ‘’ Buyurn(Emreden)’’ anlamında çevrilebilecek olan ‘’Ammara’’ sözcüğü de Arapça’nın abartılı sözcüklerinden biridir. Anlamı geniş olarak ‘’bıkmadan, usanmadan ısrarla emretmek’’ biçiminde kabul edilmelidir.
Aslında Peygamberlerin günah işleyip işlemeyecekleri konusunda okumuş olduğum bir makalede – ki bu ayet ile de yakından ilişkilidir.
İsmet sıfatı, peygamberlerdeki bu potansiyel günah işleme imkânının fiiliyata geçmesini önleyen ilâhî bir koruma ve esirgemedir... a
Potansiyel günah işleme! En azından şunu anlayabiliriz ki Peygamberler dahi kendiliğinden günahsız bir hayat yaşayamazve Tanrı’nın onları bundan esirgemesine ihtiyaçları vardır. Bizler bu durumu kısaca yozlaşmış doğa ve günah tohumuna sahip bireylerolduğumuzu kabul ederek açıklayabiliriz.
Yani aslında biraz derinlere inip bakıldığında İslamiyet’te de Asli günah kavramına yakın bir kavram var gibi gözüküyor. Tabi onlar buna potansiyel diyorlar.
Bir başka açıdan baktığımızda, Kuran’dan okuduğumuz kadarıyla Adem ile Havva itaatsizlik etmeden önce cennetteydiler. Allahın yeme dediği ağaçtan yedikleri için cennetten kovuldular.
Derken Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: ‘Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim’ diye de onlara yemin etti. Bu suret ile onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıkları zaman, kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yaprakları ile örtmeye başladılar. Rab’leri onlara, ‘Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?’ diye seslendi. Dediler ki: ‘Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.’ Allah, dedi ki, ‘Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.’ Allah dedi ki: ‘Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.”
Araf Suresi’nden okuduklarımızdan anlıyoruz ki:
Âdem ile Havva Cennetteydiler ve itaatsizliklerinden dolayı kovuldular. Allah onları yeryüzünde yaşamaya gönderdi. Onlar orada yaşayacak, orada ölecek ve oradan mahşere çıkarılacaklardı. Demek ki iş bazılarının anlattığı gibi Adem tövbe etti de Allah onları bağışladı da vs.. diyebileceğimizden çok daha ciddi bir durumdadır. İtaatsizliğin yani günahın bir bedeli bir sonucu var. Dahası bizler madem Âdem’in günahından etkilenmiyoruz ya da o günahın tohumunu taşımıyoruz, o zaman neden Adem gibi yaşama cennette başlayamıyoruz. Bu adalet mi acaba?
Dahası başka bir ayette Adem ile ilgili şunları diyor:
... Adem Rab’bime başkaldırdı ve yolunu şaşırdı (gawa) (Ta Ha suresi 121.ayet)
Tanrı ‘’.... Şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz’’ (Bakara 35) demişti.
Yorumculara göre o (Adem) yasak ağaçtan yiyerek Tanrısına başkaldırdı.
Beydavi ‘’ O arzulanan hedeften saptı, emeline de varamadı. Zira yasak meyveden yiyerek sonsuz yaşamı aradı. Ya da kendisine buyrulandan, doğru yoldan saptı, çünkü düşmanın sözüne kandı.’’diyor. Ademin günahını Razi’de benimsiyor.
Aslında ilginç olan nokta, Âdem ile Havva Cennet’te olduklarına göre demek ki Cennete gidip oradan kovulma olasılığımız da var.
Sonuç olarak, Orijinal ya da İlk günah dediğimiz kavram ve onun etkileri aslında İslamiyet’te de potansiyel günah işleme şeklinde geçmektedir. Buna ek olarak Tanrı’nın birçok kişiyi cehenneme gitmek üzere belirlemesi ise kendisinin adaleti konusunda bir soru işaretidir.
Konular
- TESLİS (ÜÇLÜ-BİRLİK) İNANCI HAKKINDA BİR SAVUNMA!
- Hristiyanların Kuran'a bakışı ve değerlendirmesi bu yazıda!
- Müslümanlara Sorumuz: Barnabas/Barnaba Yalanına daha ne kadar sarılacaksınız?
- ''Ama Siz Hristiyanlar biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz....'' DİYENLERE!
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Hey gidi Hey... Sizin İncilleriniz de Hz.Muhammed Paraklet olarak geçiyor haberiniz yok!
- Bir şey soracağım Özgür; hani yazılarına 1-2 ay ara vermiştin? Bunları babam mı yazıyor?
- İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
- Hristiyanlar kadına nasıl bakarlar? Ve Hristiyan bir kadın Nasıl yaşar?
- Teslisin neresini savunabilirsiniz ki? Bence tamamıyla büyük bir saçmalıktır!
- İNCİL’DE KADININ YERİ VE ROLÜ NEDİR? Sadece susun ve konuşmayın mı der?
- Vaftiz olmak nedir?
- Bu sitede ki, vaftiz tartışmalarına son veriyorum!
- Sizinkiler o daha küçücük ''günahsız'' çocukları vaftiz etmiyor mu? Ki ''günahlarından'' arınsın!
- Hem bizim Peygamberimiz köleleri özgürleştirdi. Yani bizim dinimiz de, İslamda kölelik olmaz!
- ''Ama Siz Hristiyan, biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz...'' DİYENLERE!!!
- Diyalog İslam'ı Hristiyanlaştırmak için değil, Diğer Mezhepleri KATOLİKLEŞTİRMEK İÇİNDİR!
- İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
- Müslüman Kardeşler (İhvan'ı Müslimin) Şokta! Mısır'ın en ünlü Din Hocası, Hristiyan oldu!
- Sayın Admin, mesajlarımın kasıtlı olarak yayınlanmaması adi Şerefsizliktir!!!
- Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
- Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
- Abdest alır mısınız? Bahsettiğim Hakiki abdesttir!! Hristiyanlıkta Abdest Kavramı hakkında
- Gerçekten de Hristiyanlara tuvaleti Müslümanlar mı öğretti? Yoksa birer yalandan mı ibaret!
- Hristiyanlığa göre; Adem, Havva, Şeytan ve Elma! Kısaca bir özeti...
- Gerçekten de Teslis ile Tevhid inancı hakkında bir bilgin var mı? O zaman tıkla ve öğren!
- Kanlı Çağ!
- Bak Özgür efendi, Matta ve Luka da İsa'nın soyu farklı anlatılıyor!Sen ise çelişki yok diyorsun!