HAVÂRİ

Hz. İsâ'nın yardımcıları. Bu kişilerin kassâr (çamaşırcı) veya avcı oldukları söylenir. Bazı bilginlere göre bunlara Havâri denmesinin sebebi; onların, insanların ruhlarını din ve ilim öğreterek arındırmalarından dolayıdır... Avcı olmaları ise, insanların ruhlarını kararsızlıktan kurtararak Hakka döndürmelerindendir.[1] Nitekim beyaz giydikleri için bu ismi aldıkları da söylenir.[2]

Bunlara, "Hz. İsa'nın, dini yaymak için seçip gönderdiği elçileri" de denilmektedir.[3]

Havâriler Peygamberlerin yakın takipçileri olan seçkin kimselerdir. Zeccâc, "Havâriler Peygamberlerin hâlis ve samimi dostlarıdır ve hayırlı kimselerdir" demiştir. Buna delil olarak da Hz. Peygamber'in "Her Peygamberin havârisi vardır, benim havârim de Zübeyr İbn Avvam'dır" hadisini zikretmiştir.[4] Peygamber Efendimiz: "Zübeyr benim ashabımın seçkinlerindendir ve yardımcımdır" demek suretiyle, havârilerin peygamberlerin yardımcıları olduklarına işaret etmek istemiştir. Yine Zeccâc'a göre Hz. Peygamber'in ashabının tamamı havâridir.[5]

Havârilerin, Peygamberlerin yakın dostları ve talipçileri olduğuna Kur'an-ı Kerim'de şöyle işaret edilmektedir:

"İsa onların inkarlarını hasredince:

"Allah uğrunda yardımcılarım kimlerdir?" dedi. Havâriler şöyle dediler,

"Biz Allah'ın yardımcılarıyız, Allah'a inandık, O'na teslim olduğumuza şahid o!", "Rabbimiz! İndirdiğine inandık, Peygambere uyduk; bizi şâhid olanlarla beraber yaz..." dediler (Alu İmrân: 3/52-54).

Diğer bir âyet-i kerime'de de, mü'minlere hitâben:

"Ey inananlar! Allah'ın dininin yardımcıları olun. Nitekim, Meryem oğlu İsâ, Havâriler: "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimlerdir?" deyince, Havâriler: "Allah'ın dininin yardımcıları bizleriz" demişlerdi... (es-Saff: 61/14).

Hz. İsa'nın Havârileri'nin sayılarının on iki olduğu bilinmekte olup isimleri şöyledir: Petrus denen Simun; Andreas; Zebedinin oğlu Yakup; Yuhanna; Filipus; Bartolomeus; Tomas; Matta; Alfeus'un oğlu Yakub; Taddeus; Gayyur Simun ve Yahuda İskariyat.[6]

Havâriler'in Hz. İsa'dan, Allah'ın gökten bir sofra indirmesini istedikleri Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle ifade edilmektedir:

"Havâriler: "Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi de, "Înanıyorsanız Allah'tan sakının " demişti. "Ondan yemeyi, kalblerimizin kanmasını ve senin bize doğru söylediğini bilmeyi, ona şâhid olmayı istiyoruz"dediler... Allah, "Ben onu size indireceğim; bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, dünyalarda kimseye azab etmeyeceğim şekilde ona azab edeceğim" dedi" (el-Mâide: 5/111-115)[7]

---------------------------------------------------------------------------------

[1] Râğıb Isfahânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, Mısır 1970, s. 192.

[2] Buhârî, Fedâilu's-Sahâbe: 13.

[3] S.G.F. Brandon, A Dictionary of Comparative Religion, London 1970, s. 92.

[4] Buhârî, Cihâd, 40, 41; Müslim, Fedâilu's-Sahabe, 48; İbn Mâce, Mukaddime, 11.

[5] İbn Manzur, Lisânü'l Arab, Beyrut (t.y), IV, 220.

[6] Kitab-ı Mukaddes; İstanbul 1981, Matta, X, 2-4.

[7] Ahmet Güç, Şamil İslam Ansiklopedisi:

Konular