Bahai Dini´nde Dünya Barışı, Dünya Görüşleri

Dünya barışı sadece mümkün olmakla kalmayıp aynı zamanda kaçınılmazdır. Barışa, insanların eski davranış kalıplarına inatla sarılmasının sebep olacağı akla hayale sığmaz dehşetteki olaylardan sonra mı ulaşılacak, yoksa şimdi müşaverelerle belirecek iradenin tasarrufu ile mi kucak açılacak; bu, tüm dünya sakinlerinin önündeki bir seçimdir.

Dünyanın tek bir ülke olması, insanlığın vatanı olarak yeniden örgütlenmesi ve yönetimi için ilk temel şart, insanlığın birliğini kabul etmektir. Dünya barışını kurma çabalarının başarısı için bu ruhani prensibin evrensel ölçüde kabulü gereklidir. Bunun için, evrensel olarak beyan edilmeli, okullarda öğretilmeli ve sosyal yapıda içerdiği organik değişikliğe hazırlık olarak her millete devamlı olarak ifade edilmelidir.

En zararlı ve inatçı kötülüklerden biri olan ırkçılık barışın en büyük engellerinden biridir. Irkçılık uygulaması, bahanesi ne olursa olsun, insanlık onurunun en çirkin bir şekilde ihlalini teşkil eder.? ?Zengin ve yoksul arasında ölçüsüz farklılık, şiddetli bir ıstırap kaynağı olarak dünyayı, hemen hemen savaşın eşiğine getiren bir istikrarsızlık halinde tutmaktadır.

Makul ve meşru bir vatanseverlik dışında, dizginlenmemiş bir milliyetçiliğin yerini daha geniş temelli bir bağlılığın, tüm insanlık sevgisinin alması gerekir. Bahaullah şöyle demektedir: ?Dünya tek bir ülke ve insanlar onun vatandaşlarıdır.? Dünya vatandaşlığı kavramı, bilimin ilerlemesi sebebiyle dünyanın tek bir mahalleymiş gibi daralmasının ve milletlerin tartışmasız şekilde birbirine bağımlı olmasının doğrudan bir sonucudur. Dünya milletlerinin hepsini sevmek insanın kendi memleketini sevmesini dışlamaz.

Dinsel çatışmalar tarih boyunca sayısız savaşlara ve çarpışmalara neden olmuş, ilerlemeye büyük bir engel teşkil etmiş, her dinden veya dinsiz insanlar için gitgide menfur hale gelmiştir. Bütün dinlerin mensupları, bu çatışmanın ortaya çıkardığı temel sorunlara bakmaya ve açık seçik cevaplar aramaya razı olmalıdırlar.

Kadınların özgürlüğü, iki cins arasında tam eşitliğin sağlanması, barışın daha az kabul edilmekle beraber, en önemli ön şartlarından biridir. Ancak kadınlar insan girişiminin her alanında tam ortaklığa kabul edilirse, uluslararası barışın boy vereceği ahlaki ve psikolojik ortam oluşabilir.

Tüm din ve ırklar birdir: ?Hiç şüphesiz hangi milletten, hangi ırk veya dinden olursa olsun, tüm insanlık ilhamını bir İlahi Kaynaktan almaktadır ve tek Tanrı?nın kuludur.?

Bahai Dini´nde Dünya Barışı, Dünya Görüşleri yorumları

  • Image Description
    Misafir
    28.08.2011

    Bahaîliğin gerçek yüzü
    Zindanda tanrı iddiasında olan adam!
    Belki gülüyorsunuz belki de kendi kendinize; her şeyi görmüştük ama böyle insan görmemiştik diyorsunuz. Yazar size şaka mı yapıyor?
    Hayır! Aşağıdaki makale Bahaî cemaatinin kitaplarına göre yazılmıştır.
    Bu hapiste olan tanrı! 1812 yılında İran’da doğmuştur. Ona Mirza Hüseyin Ali adı verildi. Mirza yedi yaşında iken evde okuma yazma öğrendi bu sebeple sözü geçen tanrı hiç bir okula gitmedi!(1)
    Mirza bir süre Mehdilik iddiası eden Ali Muhammed Babın taraftarı oldu. Bab 1839 yılında kendisini Hazreti MEHDİ’NİN temsilcisi (vekili) olarak ilan etti (2). Daha sonra kendisini imam (3) bir süre sonra ise kendisini peygamber ilan etti!(4) Son olarak Bab Allahlık iddiasında bulundu!(5).Bab İran’da tutuklanıp mahkemeye götürülünce bütün iddialarından tövbe etti!!(6).Bab serbest bırakılınca tekrar bir çok karışıklıklara sebep oldu ve çevresindekilere yeni din getirmiş olduğunu iddia ederek onları Müslümanlara karşı tahrik etmeye devam etti. Bu nedenle ortaya çıkan çatışmalarda birçok insanın kanı döküldü; bu sebeple Bab tekrar İran’ın ünlü ve meşhur veziri Mirza Tagi Emirkebir tarafından yakalandı ve mahkemede ona idam cezası verildi.
    Babın idamından sonra sözü geçen Mirza Hüseyin Ali (Bahaullahı) ve etrafındaki cemaat intikam alma hedefi ile İran hükümet adamlarını terör etmeye başladılar. Ama bu yolda başarılı olamadılar... İran hükümet memurları Bahaullahı bulup ve gözaltına alarak zindana gönderdiler.
    Bu arada Rusya büyükelçisi İran devletine bir mektup göndererek şöyle yazdı: Bahaullah Rus devletinin emanetidir! (7) Böylece Bahaullah Rus hükümetinin müdahalesi ve ısrarı ile hapishaneden çıkarılıp Irak’ın Bağdat şehrine sürgüne gönderildi.
    Bahaullah Bağdat’ta 1859 yılında kendisini Bahaî cemaatinin önderi ilan etti!
    Bahaullah Bağdat’ta yine karışıklık çıkartma suçundan yakalanıp İstanbul’a daha sonra Edirneye sürgün edildi… Ve son olarak Filistin’in Akka şehrindeki mahbese gönderildi.
    Bahaullah Akka kalesindeki zindanda yazılarında şöyle diyor:
    Dünyayı kedndisi için yaratan allah şimdi dünyanın en kötü zindanında esir kalmıştır!(8)
    Muhterem okuyucular! Kendisini tanrı bilen Mirza Hüseyin Ali insanlar eliyle mehbeste esir olmuştur!
    Bahaullah Mübin adlı kitabinin 229'uncu sayfasında diyor ki: " Benden başka zindanda olan bir Allah yoktur"!
    Başka bir kitapta bahaullah şöyle yazmıştır;
    Bütün tanrılar ancak benim emrimle allah oldular (9)
    Bahaullah kendi doğum gecesini şöyle kutluyor:
    "Ne mutludur bu gecenin sahibi! Çünkü doğulmayan ve doğmayan Allah bu gece dünyaya gelmiştir"!(10)
    Evet, Bahaullahın ölüm zamanı gelmişti. O 1888 yılında öldü... Bahaullah kendi mezarını Bahaîlerin kıblesi kıldı! O bahailere şöyle diyor:
    "Namaz kıldığınız zaman yüzünüzü benim mukaddas makamıma (mezarıma) doğru çevirin va benim güneşim batınca (öldüğüm zaman) mezarıma doğru namaz kılınız!(11)
    Bahaîlerin din dersleri kitabında on dokuzuncu derste şu talimat yazılmıştır:
    Namaz kılmak istediğin zaman senin kalbin ve fikrin büyük ismi (Bahaullahı) düşünmesi gerekir. Çünkü bizim dualarımızı ancak o işitir!
    Muhterem ve değerli okuyucular!
    Bahaî cemaati bir insanın nasıl Allah olmasını izah eder?!!! Akıl sahibi ve düşünen bir adam Bahaîliğin bir din olmasını kabul eder mi? Hayır kabul edemez çünkü Mirza Hüseyin Ali ne tanrıdır ne de peygamber! Onun dedikleri ve iddiaları Allaha ortak koymaktan başka bir şey değildir!
    Büyük ve yüce İSLAM dini dünya yaratıcısını ancak ve ancak eşsiz ve tek olan Allah olarak bilir ve buna inanır.
    Hazreti Muhammed (S.A.A) mukaddes yaşamı boyunca kendisini ancak Allahın resulü bilerek şöyle buyururdu:
    Ben Allah tarafından sizin tümünüze resul ve perygamber olarak gönderildim.
    Hazreti Muhammed (S.A.A) mübarek yaşamının son günlerine kadar peygamberlikten başka bir iddiası olmadı ve yüce Allah için bir ortak tanımadı.
    Muhterem okuyucular! Bahaullahın peygamberlik iddiası bir yalandan başka bir şey değildir…

    1_Bahaullah Ve Yeni Asır Sayfa: 28
    2_Abdulbahanın Sayyah Şahıs Kitabı Sayfa: 3
    3_Hak Zuhuru Kitabı Üçüncü Sayfa: 137 Ve Beyan Kitabı Sayfa: 9 ve 31
    4_Mufavizat Kitabı Sayfa 124 ve Beyan Kitabı Sayfa: 55
    5_Lohi Heykelud Din Kitabı Sayfa: 5
    6_Babın Mahkemedeki İtirafları Ve Onlardan Tövbe Etmesi İran Milli Meclisinin Arşivinde Babın El Yazısı Şeklinde Mevcuttur Aynı zamanda Bahaîler Keşfulgıta Kitabının 204 ve 205 inci Sayfalarına Bakabilirler
    7_Badii Kitabı İkinci Bölüm Sayfa: 33 ve 34
    8_Kurt Oğluna Mektup Kitabı Sayfa: 42
    9_Mekatib Kitab Cilt:2 Sayfa: 255
    10_Ayyami Tesaa (Dokuz Günler) Kitabı Sayfa: 50
    11_Aqdas Kitabı Ayet: 14 ve 15 ve Gencineyi Hudut Ve Ahkâm Kitabi 1 İnci Babın 7 İnci Faslı Sayfa:19 ve 20 Ve Diyanet Dersleri Kitabi 19 uncu Ders

Konular