MUKADDES KİTAPLARI
Yezidilerin Kitab-al Cilva (Kitab-i Celve) ve Mashâf-i Res (Mushâf-i Res- Kara Kitap) olmak üzere iki mukaddes kitabı vardır.Kitapların yazım dili kürtçedir.
Kitab-al Cilva (Kitab-i Celve)
Melek Tavus tarafından Yezidilerin kurtuluşu için "Tecelli Vahiy kitabi" olup beş bölümden ibarettir. Bu bölümlerden, 1 incisinde, Melek Tavus´un vazifesinin insanları ıslah ve onlara yardımcı olduğu, 2 incisinde, Melek Tavus´un insanları istediği şekilde cezalandırıp, mükafatlandırdığı, arzın altına ve üstüne hükmettiği ifade edilmektedir. 3 üncüsünde, Kainattaki bütün mahlukatların, Melek Tavus´un hakimiyeti altında olduğu, 4 üncüsünde, Melek Tavus´un haklarını başka ilahlara vermeyeceğini, Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların onun inançlarından kendilerine uygun düşenleri alıp, diğerlerini bozduğu, 5 incisinde ise, şahsına ve resmine saygıda bulunulmasını ve inançları ile eşyasının olduğu gibi korunması emredilmektedir. Şimdi her bölümün orijinal metinlerinden kısa örnekler sunalım.
Birinci Bölüm
Ben ki vardım, varım, sonsuza dek var olacağım; tüm yaratılmışlara hükmüm geçer, tüm olaylar ve benim erkim altındaki varlıklarla ilgili her şey, benim buyruğumla olur. Kim bana inanır da gereksindiğinde beni çağırırsa, ben hemen onun yanındayım, benim var olmadığım hiçbir yer düşünülemez. Beni benimsemeyen kimselerin, kendi isteklerine uygun olmadığı için kötülük diye nitelendirdikleri tüm olaylar, benim istediğimle olur. Her çağın bir Yönetici Vekili vardır, onu ben seçerim. Her kuşakla birlikte, bu Dünya´ nin Başkanı da değişir; Başkanlar sırayla gelirler, kendi dönemleriyle ilgili görevlerini yerine getirirler. Yaratılıştan kazanılan özelliklerin değerleriyle orantılı olarak, suçları bağışlarım. Kim ki bana karşı çıkar, acılar ondan eksik edilmeyecektir. Başka hiçbir Tanrı, benim islerime ve yaptıklarıma karışamaz : Ben neye karar verirsem, o olur; Yabancıların ellerinde bulunan kutsal kitaplar, peygamberler ve havariler tarafından yazılmış olsalar bile, artık geçersizdirler, isyancı bir nitelik kazanmışlardır, bozulmuşlardır; bunlar birbirlerini yalanlamakta ve geçersiz kılmaktadırlar. Doğru olanla yanlış olan arasındaki ayırım, yaşanılan çağın koşullarına göre yapılacaktır. Bana inananlara verdiğim sözleri yerine getireceğim; belirli dönemler için yetkilerimi devrettiğim akilli ve sevgili Vekillerimin yargılarına göre, kullarımla aramdaki sözleşmeye uyacağım ya da uymayacağım. Olayların gelişimini dikkate alırım; içinde bulunulan zamanda yararlı olan neyse, onu uygularım. Benim eğitmenliğimi kabul edenleri yönlendirir, eğitirim ; onlar, bana uymakla, ruhun duyacağı sevinç ve zevklerin en büyüğüne kavuşurlar.
İkinci Bölüm
Çok iyi bildiğim tüm yöntemlerle, ademoğullarını ödüllendirir ve cezalandırırım. Yeryüzünde, üstünde ve altında ne varsa, benim denetimimdedir. Öbür ırklara yardım etmeyi üstlenmem, onlara iyilik yapmaktan uzak da durmam, hele benim seçilmiş topluluğumdan ve bana uysallıkla hizmet edenlerden bunu hiç esirgemem. Sınadığım insanlara etkin denetim yetkisi veririm; bu insanlar, benim irademe uygun olarak, belirli durumlarda, bana inanıp öğütlerimi tutanlara yardım ederler. Alan da benim, veren de; zengin eden, fakir eden de; mutlu kılan, mutsuz kılan da; bütün bunlar, çevre koşullarına ve zamana uygun biçimde gerçekleşir benim islerime karışmak ve herhangi bir insani denetimimden çıkarmak hakkına ve yetkisine sahip hiçbir güç yoktur. Bana engel olmaya çalışanların üzerine acılarla hastalıklar yağdırırım. Kim benim buyruklarıma uyarsa, öbür insanlar gibi ölmez. Bu düşük dünyada hiç kimsenin, kendisi için belirlediğim süreden fazla kalmasına dayanamam; ama istersem, onu bu dünyaya iki kez, üç kez ya da daha fazla geri gönderirim, ruhunu başka bir bedenin içine sokarak; bu, evrensel bir yasadır.
Üçüncü Bölüm
Ben, kitap göndermeksizin yönlendiririm, dostlarıma ve benim öğrettiklerimi benimseyenlere, doğru yolu, gizli araçlarla gösteririm, uyulmasını istediğim kurallar, bunaltıcı değildir, zamana ve koşullara göre saptanmıştır. Yasalarıma karşı çıkanları öbür dünyalarda cezalandırırım. Ademoğulları, yapılması istenen şeyleri bilmezler, bu yüzden sık sık yanlışlığa düşerler. Yeryüzündeki ve gökteki hayvanlar, denizdeki balıklar, hepsi benim yönetim ve denetimim altındadırlar. Dünyanın bağrındaki gizli hazineler ve başka şeyler, benim bilgimin içindedir. Onların tek tek bulunup alınmasına olanak sağlarım. Bunlara sahip olacak kimselere ve benden zamanında dilekte bulunanlara gizli işaretlerimi, mucizelerimi gösteririm. Bana ve izleyicilerime karşı yabancıların göstereceği düşmanlık ve direnme, ancak kendilerine zarar verir, çünkü bilmezler ki güç ve zenginlik benim ellerimdedir ve bunları ben, âdemoğullarından hak edenlere veririm. Dünyaların yönetimi, çağların arka arkaya gidisi, vekillerimin her çağda değişmesi, sonsuza dek benim yetkimdedir. Her kim oraya dürüstçe yürümezse, ben, kendim belirleyeceğim bir zamanda onu cezalandıracağım ve başladığı yere geri göndereceğim.
Dördüncü Bölüm
Mevsimler dört tanedir, unsurları da (Dört unsur = Adem´ in bedenini oluşturan toprak, hava, ateş, su) dört tanedir; bunları ben, yarattıklarımın, gereksinimlerini gidermeleri için bağışladım. Yabancıların kutsal kitapları, ancak benim yasalarıma uygun oldukları, karşı çıkmadıkları ölçüde tarafımdan kabul görürler; yine de bunlar, çoğunlukla saptırılmışlardır. Üç tanesi bana karşıdır ve ben, üç addan nefret ederim. Benim gizlerimi açığa vurmayanlar için, ödüllendirme konusundaki sözümü tutacağım. Benim uğruma acı çekmeye katlananları, kuşku duyulmasın ki, dünyalardan birinde ödüllendireceğim. Benim yolumdan gidenler, kendilerine düşman olanlara ve yabancılara karşı, cemaat hâlinde yaşasınlar. Ey siz, benim yasalarıma uyanlar, benim tarafımdan iletilmeyen düşünceleri kafanıza sokmayın. Yabancıların yaptığı gibi sakin adimi ya da bana yakıştırılan adları ağzınıza almayın, yoksa günaha girersiniz; çünkü bu konular, sizin kavrayışınızın,üzerindedir.
Beşinci Bölüm
Beni simgeleyen şeylere ve resimlere saygılarınızı sunun; çünkü onlar size, benim yasalarıma aykırı olan davranışlarınızı anımsatacaktır. Yardımcılarımın buyruklarına uyun, sözlerine kulak verin ki benden aldıkları öte dünya bilgisini size iletsinler.
Mashaf-i Reş (Mushaf-i Res-Kara Kitap)
Yaratılış nazariyelerinin anlatıldığı yeryüzüne ait bir kitap olup Yezidilere dair geçmişteki olaylar ile Yezidilik adabını içerir. Ayrıca Kara Kitap´ta renkler ve yiyeceklerle ilgili bazı yasaklar da yer almıştır.
Şimdi Mashaf-i Reş ´ten bir bölüm sunalım; Başlangıçta Tanrı, kendi yüce özünden Beyaz İnci´ yi yarattı ve bir kus yarattı ki adi Anfar´ di. Ve inci´ yi onun sırtına koydu, ve orada kırk bin yıl oturdu. İlk gün, yani pazar günü, Azazil adlı meleği yarattı; işte o, hepsinin başkanı olanı Ta´us Melek (Tavus kuşsu Melek)´ tir. Pazartesi günü Tanrı, Darda´ il adlı meleği yarattı ki o, Şeyh Hasan´ dir. Salı günü, Israfil´ i yarattı ki, Şeyh Şams´ dır. Çarşamba günü, Cebra´ il adlı meleği yarattı; o da Abu Bekr´ dir. Perşembe günü, Azrail´ i yarattı ki, Saacadin´ dir. Cuma günü, Semna´ il aldı meleği yarattı; o da Nasir´ ud - Dindir. Cumartesi günü, Nura´ il adlı meleği yarattı, ki o [. .] Melek Ta´ us (Melek Tavus)´ u onların başkanı yaptı. Ondan sonra Tanrı, yedi göğü, Yeryüzünü, ve güneşi ve ayı yarattı [...] İnsani, kuşları ve tüm hayvanları yarattı, ve onları pelerininin boşluğuna yerleştirdi, ve Inci´ nin üzerinden indi, melekler de yanındaydı. Sonra yüksek sesle Inci´ ye doğru haykırdı, o da düşüp dört parçaya ayrıldı. içinden su fışkırdı ve deniz oldu. Dünya yuvarlaktı, üzerinde çatlak yoktu. Sonra Tanrı, bir kus biçiminde Cebrail´ i yarattı, ve dört bucağın yönetimini ona emanet etti. Sonra bir gemi yarattı ve onun içinde otuz bin yıl kaldı, ondan sonra Laleis´ e geldi ve konakladı. Dünyanın içinde haykırdı, ve yoğunlaşmayla deniz oluştu, ve dünya yeryüzüne dönüştü ve titremeye devam ettiler. Sonra Cebrail´ e, Beyaz Inci´ nin iki parçasını getirmesini buyurdu, parçalardan birini yeryüzünün altına yerleştirdi öbürünü de Göğün Girişi´ ne (cennetin girişi) kapı olarak koydu. Sonra onların içine güneşi ve ayı yerleştirdi, onların kırpıntılarından da yıldızları yarattı, ve onları göğe süs olarak astı. Ayrıca yeryüzünü süslemek üzere meyve ağaçlarını, bitkileri ve dağları yarattı. Hali´ nin üzerine Taht´ i yarattı. Sonra, dedi ki Ulu Tanrı : «Ey Melekler, Adem´ le Havva´ yi yaratacağım, onları insan yapacağım, ve ikisinden, Adem´ in belinden gelmek üzere, Sehr ibn Cebr doğacak; ve ondan tek bir halk türeyecek yeryüzünde; Azazil´ in, yani Ta´us Melek´ in toplumu olan Yezidi halkıdır bu. Sonra Şeyh Adi b. Musafir´ i Suriye´ den göndereceğim ve o gelip Lales´ te kalacak.» Sonra Tanrı, kutsal ülkeye indi ve Cebrail´ e, dünyanın dört bucağından toprak getirmesini buyurdu; Toprak, hava, ateş ve su. Onlarla bir adam yaptı ve kendinden ona bir ruh bağışladı. Sonra Cebrail´ e. Adem´ i Cennet´ e yerleştirmesini buyurdu, orada meyveyle bütün yeşil bitkileri yiyebilsin diye : ancak buğday yemesi yasaktı. Yüz yıl sonra Ta´ us Melek, Tanrıya dedi ki: «Adem nerede ve nasıl üreyip çoğalacak? » Tanrı ona «Yetki ve yönetimi sana bırakıyorum bu konuda» dedi. O zaman Melek Tavus, gidip Adem´ e sordu : «Hiç buğday yedin mi ? » O da yanıtladı : «Hayır, çünkü Tanrı bunu bana yasakladı, ´Ondan yememelisin´ dedi» Melek Ta´ us söyle dedi ona : «Yesen, senin için çok daha iyi olur.» Ama Adem´ in, yedikten sonra karni sisti, ve Ta´ us Melek onu Cennet´ ten çıkardı, ve bıraktı, ve göğe çıktı. O zaman Adem, karninin miskinliği yüzünden acıyla kıvrandı, çünkü bedeninde çıkış deliği yoktu. Ama Tanrı bir kuş gönderdi, o da Adem´ in bedeninde bir çıkış deliği açtı, böylece Adem rahatladı. Ve Cebrail yüz yıl ona görünmedi, ve o mutsuz oldu, ağladı. O zaman Tanrı, Cebrail´ e buyurdu, ve o gelerek Adem´ in sol koltuk altından Havva´ yi yarattı. Sonra Melek Tavus, halkımıza demek istiyorum ki, çok acı çeken Yezidîlere yardım etmek üzere yeryüzüne indi ve eski Asurluların yanında, bizim de basımıza krallar dikti; bu krallar Nesrukh (ki o, Nasir´ ud - Din´ dir) ve Kamush (o da, Sultan Fakhru´ d - Din´ dir) ve Artımus (ki. Sultan Samsu´d - Din´ dir) adini taşıyorlardı. Bundan sonra iki kral tarafından yönetildik; birinci ve ikinci Şapur adlı bu kralların yönetimi yüz elli yıl sürdü ve onların soyundan gelen Amir´ lerimiz bizi bugüne dek yönetmişlerdir,ve biz dört kabileye bölündük. Bize khass (marul) haram kılınmıştır, çünkü kadın peygamberimiz olan Khassa´ nin adını anımsatmaktadır; kuru fasulye de haramdır, koyu mavi boya kullanmamız yasaktır; Yunus peygambere saygısızlık etmiş olmamak için, balık yememiz haramdır; Ceylanları da yemeyiniz, çünkü onlar peygamberlerimizden birinin sürüsü olmuşlardır. Ayrıca, Şeyh ve müritleri, tavus kuşuna saygısızlık etmemek için, horoz da yemeyiniz; çünkü tavus kuşu, daha önce sözü edilen yedi tanrıdan biridir ve biçimi horozu andırır. Yine, Şeyh ve müritleri sayın, helvacıkabağı yemekten sakininiz. Bundan başka, ayakta işemek, ya da oturmuş haldeyken giyinmek, ya da Müslümanların yaptığı gibi helada taharetlenmek, ya da onların banyolarında gusül etmek, bize yasaklanmıştır. Ayrıca, tanrımız olan Şeytan´ in adini ya da onu anımsatan Kitan, Sar, Sat gibi adları ya da Mal´ un , [...] na´ l gibi sözcükleri ağza almak yasaktır. Önce [ ...] bizim dinimize, puta taparlık dediler ve Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve İranlılar dinimizden uzak durdular. Kral Ahab ile Amran, bizdendi; öyle ki, bizim Pirbub diye adlandırdığımız Ahah Beelzebub´ un Tanrısından yardım dilerlerdi. Bizim Babil´ de Bakti-Nossor (Nebukadnezzar) adlı bir krallımız vardı; Iran´ da Ahasuerus, İstanbul´ da Ağrıkalus da bizdendi. Gök ve yer var olmadan önce Tanrı, suların üzerinde bir teknenin içindeydi. Sonra, yaratmış olduğu inciye kızdı, onu başından attı; incinin karılmasından dağlar, çınlamasından kum tepeleri, dumanından da gökler meydana geldi. Sonra Tanrı, göğe çıktı ve gökleri yoğunlaştırdı; ve onları, altlarına destek koymadan yerleştirdi, ve yeryüzünü her yanından çevirdi. Sonra ellerine kalemi aldı, ve tüm yaratıklarının adlarının listesini çıkardı. Kendi özünden ve nurundan altı tanrı yarattı ki bunların yaratılması, bir lambanın başka bir yanan lambadan yakılması gibiydi. Sonra Birinci Tanrı, İkinci Tanrı´ ya dedi ki : «Ben göğü yarattım; sen oraya çık, ve bir şeyler yarat.» Ve o, göğe çıktığı zaman, Güneş var oldu. Kendisinden sonraki Tanrıyla, ´Çık´ dedi ve ay yaratıldı. Ve ondan sonraki Tanrı, gökler´ i harekete geçirdi; ve ondan sonraki Tanrı, yıldızları yarattı; ve ondan sonra gelen Tanrı, el - Kuragh´ i, yani Sabah Yıldızı´ nı (venüs) yarattı; ve her şey böyle yarattı.
Kitab-al Cilva (Kitab-i Celve)
Melek Tavus tarafından Yezidilerin kurtuluşu için "Tecelli Vahiy kitabi" olup beş bölümden ibarettir. Bu bölümlerden, 1 incisinde, Melek Tavus´un vazifesinin insanları ıslah ve onlara yardımcı olduğu, 2 incisinde, Melek Tavus´un insanları istediği şekilde cezalandırıp, mükafatlandırdığı, arzın altına ve üstüne hükmettiği ifade edilmektedir. 3 üncüsünde, Kainattaki bütün mahlukatların, Melek Tavus´un hakimiyeti altında olduğu, 4 üncüsünde, Melek Tavus´un haklarını başka ilahlara vermeyeceğini, Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların onun inançlarından kendilerine uygun düşenleri alıp, diğerlerini bozduğu, 5 incisinde ise, şahsına ve resmine saygıda bulunulmasını ve inançları ile eşyasının olduğu gibi korunması emredilmektedir. Şimdi her bölümün orijinal metinlerinden kısa örnekler sunalım.
Birinci Bölüm
Ben ki vardım, varım, sonsuza dek var olacağım; tüm yaratılmışlara hükmüm geçer, tüm olaylar ve benim erkim altındaki varlıklarla ilgili her şey, benim buyruğumla olur. Kim bana inanır da gereksindiğinde beni çağırırsa, ben hemen onun yanındayım, benim var olmadığım hiçbir yer düşünülemez. Beni benimsemeyen kimselerin, kendi isteklerine uygun olmadığı için kötülük diye nitelendirdikleri tüm olaylar, benim istediğimle olur. Her çağın bir Yönetici Vekili vardır, onu ben seçerim. Her kuşakla birlikte, bu Dünya´ nin Başkanı da değişir; Başkanlar sırayla gelirler, kendi dönemleriyle ilgili görevlerini yerine getirirler. Yaratılıştan kazanılan özelliklerin değerleriyle orantılı olarak, suçları bağışlarım. Kim ki bana karşı çıkar, acılar ondan eksik edilmeyecektir. Başka hiçbir Tanrı, benim islerime ve yaptıklarıma karışamaz : Ben neye karar verirsem, o olur; Yabancıların ellerinde bulunan kutsal kitaplar, peygamberler ve havariler tarafından yazılmış olsalar bile, artık geçersizdirler, isyancı bir nitelik kazanmışlardır, bozulmuşlardır; bunlar birbirlerini yalanlamakta ve geçersiz kılmaktadırlar. Doğru olanla yanlış olan arasındaki ayırım, yaşanılan çağın koşullarına göre yapılacaktır. Bana inananlara verdiğim sözleri yerine getireceğim; belirli dönemler için yetkilerimi devrettiğim akilli ve sevgili Vekillerimin yargılarına göre, kullarımla aramdaki sözleşmeye uyacağım ya da uymayacağım. Olayların gelişimini dikkate alırım; içinde bulunulan zamanda yararlı olan neyse, onu uygularım. Benim eğitmenliğimi kabul edenleri yönlendirir, eğitirim ; onlar, bana uymakla, ruhun duyacağı sevinç ve zevklerin en büyüğüne kavuşurlar.
İkinci Bölüm
Çok iyi bildiğim tüm yöntemlerle, ademoğullarını ödüllendirir ve cezalandırırım. Yeryüzünde, üstünde ve altında ne varsa, benim denetimimdedir. Öbür ırklara yardım etmeyi üstlenmem, onlara iyilik yapmaktan uzak da durmam, hele benim seçilmiş topluluğumdan ve bana uysallıkla hizmet edenlerden bunu hiç esirgemem. Sınadığım insanlara etkin denetim yetkisi veririm; bu insanlar, benim irademe uygun olarak, belirli durumlarda, bana inanıp öğütlerimi tutanlara yardım ederler. Alan da benim, veren de; zengin eden, fakir eden de; mutlu kılan, mutsuz kılan da; bütün bunlar, çevre koşullarına ve zamana uygun biçimde gerçekleşir benim islerime karışmak ve herhangi bir insani denetimimden çıkarmak hakkına ve yetkisine sahip hiçbir güç yoktur. Bana engel olmaya çalışanların üzerine acılarla hastalıklar yağdırırım. Kim benim buyruklarıma uyarsa, öbür insanlar gibi ölmez. Bu düşük dünyada hiç kimsenin, kendisi için belirlediğim süreden fazla kalmasına dayanamam; ama istersem, onu bu dünyaya iki kez, üç kez ya da daha fazla geri gönderirim, ruhunu başka bir bedenin içine sokarak; bu, evrensel bir yasadır.
Üçüncü Bölüm
Ben, kitap göndermeksizin yönlendiririm, dostlarıma ve benim öğrettiklerimi benimseyenlere, doğru yolu, gizli araçlarla gösteririm, uyulmasını istediğim kurallar, bunaltıcı değildir, zamana ve koşullara göre saptanmıştır. Yasalarıma karşı çıkanları öbür dünyalarda cezalandırırım. Ademoğulları, yapılması istenen şeyleri bilmezler, bu yüzden sık sık yanlışlığa düşerler. Yeryüzündeki ve gökteki hayvanlar, denizdeki balıklar, hepsi benim yönetim ve denetimim altındadırlar. Dünyanın bağrındaki gizli hazineler ve başka şeyler, benim bilgimin içindedir. Onların tek tek bulunup alınmasına olanak sağlarım. Bunlara sahip olacak kimselere ve benden zamanında dilekte bulunanlara gizli işaretlerimi, mucizelerimi gösteririm. Bana ve izleyicilerime karşı yabancıların göstereceği düşmanlık ve direnme, ancak kendilerine zarar verir, çünkü bilmezler ki güç ve zenginlik benim ellerimdedir ve bunları ben, âdemoğullarından hak edenlere veririm. Dünyaların yönetimi, çağların arka arkaya gidisi, vekillerimin her çağda değişmesi, sonsuza dek benim yetkimdedir. Her kim oraya dürüstçe yürümezse, ben, kendim belirleyeceğim bir zamanda onu cezalandıracağım ve başladığı yere geri göndereceğim.
Dördüncü Bölüm
Mevsimler dört tanedir, unsurları da (Dört unsur = Adem´ in bedenini oluşturan toprak, hava, ateş, su) dört tanedir; bunları ben, yarattıklarımın, gereksinimlerini gidermeleri için bağışladım. Yabancıların kutsal kitapları, ancak benim yasalarıma uygun oldukları, karşı çıkmadıkları ölçüde tarafımdan kabul görürler; yine de bunlar, çoğunlukla saptırılmışlardır. Üç tanesi bana karşıdır ve ben, üç addan nefret ederim. Benim gizlerimi açığa vurmayanlar için, ödüllendirme konusundaki sözümü tutacağım. Benim uğruma acı çekmeye katlananları, kuşku duyulmasın ki, dünyalardan birinde ödüllendireceğim. Benim yolumdan gidenler, kendilerine düşman olanlara ve yabancılara karşı, cemaat hâlinde yaşasınlar. Ey siz, benim yasalarıma uyanlar, benim tarafımdan iletilmeyen düşünceleri kafanıza sokmayın. Yabancıların yaptığı gibi sakin adimi ya da bana yakıştırılan adları ağzınıza almayın, yoksa günaha girersiniz; çünkü bu konular, sizin kavrayışınızın,üzerindedir.
Beşinci Bölüm
Beni simgeleyen şeylere ve resimlere saygılarınızı sunun; çünkü onlar size, benim yasalarıma aykırı olan davranışlarınızı anımsatacaktır. Yardımcılarımın buyruklarına uyun, sözlerine kulak verin ki benden aldıkları öte dünya bilgisini size iletsinler.
Mashaf-i Reş (Mushaf-i Res-Kara Kitap)
Yaratılış nazariyelerinin anlatıldığı yeryüzüne ait bir kitap olup Yezidilere dair geçmişteki olaylar ile Yezidilik adabını içerir. Ayrıca Kara Kitap´ta renkler ve yiyeceklerle ilgili bazı yasaklar da yer almıştır.
Şimdi Mashaf-i Reş ´ten bir bölüm sunalım; Başlangıçta Tanrı, kendi yüce özünden Beyaz İnci´ yi yarattı ve bir kus yarattı ki adi Anfar´ di. Ve inci´ yi onun sırtına koydu, ve orada kırk bin yıl oturdu. İlk gün, yani pazar günü, Azazil adlı meleği yarattı; işte o, hepsinin başkanı olanı Ta´us Melek (Tavus kuşsu Melek)´ tir. Pazartesi günü Tanrı, Darda´ il adlı meleği yarattı ki o, Şeyh Hasan´ dir. Salı günü, Israfil´ i yarattı ki, Şeyh Şams´ dır. Çarşamba günü, Cebra´ il adlı meleği yarattı; o da Abu Bekr´ dir. Perşembe günü, Azrail´ i yarattı ki, Saacadin´ dir. Cuma günü, Semna´ il aldı meleği yarattı; o da Nasir´ ud - Dindir. Cumartesi günü, Nura´ il adlı meleği yarattı, ki o [. .] Melek Ta´ us (Melek Tavus)´ u onların başkanı yaptı. Ondan sonra Tanrı, yedi göğü, Yeryüzünü, ve güneşi ve ayı yarattı [...] İnsani, kuşları ve tüm hayvanları yarattı, ve onları pelerininin boşluğuna yerleştirdi, ve Inci´ nin üzerinden indi, melekler de yanındaydı. Sonra yüksek sesle Inci´ ye doğru haykırdı, o da düşüp dört parçaya ayrıldı. içinden su fışkırdı ve deniz oldu. Dünya yuvarlaktı, üzerinde çatlak yoktu. Sonra Tanrı, bir kus biçiminde Cebrail´ i yarattı, ve dört bucağın yönetimini ona emanet etti. Sonra bir gemi yarattı ve onun içinde otuz bin yıl kaldı, ondan sonra Laleis´ e geldi ve konakladı. Dünyanın içinde haykırdı, ve yoğunlaşmayla deniz oluştu, ve dünya yeryüzüne dönüştü ve titremeye devam ettiler. Sonra Cebrail´ e, Beyaz Inci´ nin iki parçasını getirmesini buyurdu, parçalardan birini yeryüzünün altına yerleştirdi öbürünü de Göğün Girişi´ ne (cennetin girişi) kapı olarak koydu. Sonra onların içine güneşi ve ayı yerleştirdi, onların kırpıntılarından da yıldızları yarattı, ve onları göğe süs olarak astı. Ayrıca yeryüzünü süslemek üzere meyve ağaçlarını, bitkileri ve dağları yarattı. Hali´ nin üzerine Taht´ i yarattı. Sonra, dedi ki Ulu Tanrı : «Ey Melekler, Adem´ le Havva´ yi yaratacağım, onları insan yapacağım, ve ikisinden, Adem´ in belinden gelmek üzere, Sehr ibn Cebr doğacak; ve ondan tek bir halk türeyecek yeryüzünde; Azazil´ in, yani Ta´us Melek´ in toplumu olan Yezidi halkıdır bu. Sonra Şeyh Adi b. Musafir´ i Suriye´ den göndereceğim ve o gelip Lales´ te kalacak.» Sonra Tanrı, kutsal ülkeye indi ve Cebrail´ e, dünyanın dört bucağından toprak getirmesini buyurdu; Toprak, hava, ateş ve su. Onlarla bir adam yaptı ve kendinden ona bir ruh bağışladı. Sonra Cebrail´ e. Adem´ i Cennet´ e yerleştirmesini buyurdu, orada meyveyle bütün yeşil bitkileri yiyebilsin diye : ancak buğday yemesi yasaktı. Yüz yıl sonra Ta´ us Melek, Tanrıya dedi ki: «Adem nerede ve nasıl üreyip çoğalacak? » Tanrı ona «Yetki ve yönetimi sana bırakıyorum bu konuda» dedi. O zaman Melek Tavus, gidip Adem´ e sordu : «Hiç buğday yedin mi ? » O da yanıtladı : «Hayır, çünkü Tanrı bunu bana yasakladı, ´Ondan yememelisin´ dedi» Melek Ta´ us söyle dedi ona : «Yesen, senin için çok daha iyi olur.» Ama Adem´ in, yedikten sonra karni sisti, ve Ta´ us Melek onu Cennet´ ten çıkardı, ve bıraktı, ve göğe çıktı. O zaman Adem, karninin miskinliği yüzünden acıyla kıvrandı, çünkü bedeninde çıkış deliği yoktu. Ama Tanrı bir kuş gönderdi, o da Adem´ in bedeninde bir çıkış deliği açtı, böylece Adem rahatladı. Ve Cebrail yüz yıl ona görünmedi, ve o mutsuz oldu, ağladı. O zaman Tanrı, Cebrail´ e buyurdu, ve o gelerek Adem´ in sol koltuk altından Havva´ yi yarattı. Sonra Melek Tavus, halkımıza demek istiyorum ki, çok acı çeken Yezidîlere yardım etmek üzere yeryüzüne indi ve eski Asurluların yanında, bizim de basımıza krallar dikti; bu krallar Nesrukh (ki o, Nasir´ ud - Din´ dir) ve Kamush (o da, Sultan Fakhru´ d - Din´ dir) ve Artımus (ki. Sultan Samsu´d - Din´ dir) adini taşıyorlardı. Bundan sonra iki kral tarafından yönetildik; birinci ve ikinci Şapur adlı bu kralların yönetimi yüz elli yıl sürdü ve onların soyundan gelen Amir´ lerimiz bizi bugüne dek yönetmişlerdir,ve biz dört kabileye bölündük. Bize khass (marul) haram kılınmıştır, çünkü kadın peygamberimiz olan Khassa´ nin adını anımsatmaktadır; kuru fasulye de haramdır, koyu mavi boya kullanmamız yasaktır; Yunus peygambere saygısızlık etmiş olmamak için, balık yememiz haramdır; Ceylanları da yemeyiniz, çünkü onlar peygamberlerimizden birinin sürüsü olmuşlardır. Ayrıca, Şeyh ve müritleri, tavus kuşuna saygısızlık etmemek için, horoz da yemeyiniz; çünkü tavus kuşu, daha önce sözü edilen yedi tanrıdan biridir ve biçimi horozu andırır. Yine, Şeyh ve müritleri sayın, helvacıkabağı yemekten sakininiz. Bundan başka, ayakta işemek, ya da oturmuş haldeyken giyinmek, ya da Müslümanların yaptığı gibi helada taharetlenmek, ya da onların banyolarında gusül etmek, bize yasaklanmıştır. Ayrıca, tanrımız olan Şeytan´ in adini ya da onu anımsatan Kitan, Sar, Sat gibi adları ya da Mal´ un , [...] na´ l gibi sözcükleri ağza almak yasaktır. Önce [ ...] bizim dinimize, puta taparlık dediler ve Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve İranlılar dinimizden uzak durdular. Kral Ahab ile Amran, bizdendi; öyle ki, bizim Pirbub diye adlandırdığımız Ahah Beelzebub´ un Tanrısından yardım dilerlerdi. Bizim Babil´ de Bakti-Nossor (Nebukadnezzar) adlı bir krallımız vardı; Iran´ da Ahasuerus, İstanbul´ da Ağrıkalus da bizdendi. Gök ve yer var olmadan önce Tanrı, suların üzerinde bir teknenin içindeydi. Sonra, yaratmış olduğu inciye kızdı, onu başından attı; incinin karılmasından dağlar, çınlamasından kum tepeleri, dumanından da gökler meydana geldi. Sonra Tanrı, göğe çıktı ve gökleri yoğunlaştırdı; ve onları, altlarına destek koymadan yerleştirdi, ve yeryüzünü her yanından çevirdi. Sonra ellerine kalemi aldı, ve tüm yaratıklarının adlarının listesini çıkardı. Kendi özünden ve nurundan altı tanrı yarattı ki bunların yaratılması, bir lambanın başka bir yanan lambadan yakılması gibiydi. Sonra Birinci Tanrı, İkinci Tanrı´ ya dedi ki : «Ben göğü yarattım; sen oraya çık, ve bir şeyler yarat.» Ve o, göğe çıktığı zaman, Güneş var oldu. Kendisinden sonraki Tanrıyla, ´Çık´ dedi ve ay yaratıldı. Ve ondan sonraki Tanrı, gökler´ i harekete geçirdi; ve ondan sonraki Tanrı, yıldızları yarattı; ve ondan sonra gelen Tanrı, el - Kuragh´ i, yani Sabah Yıldızı´ nı (venüs) yarattı; ve her şey böyle yarattı.
Konular
- TESLİS (ÜÇLÜ-BİRLİK) İNANCI HAKKINDA BİR SAVUNMA!
- Hristiyanların Kuran'a bakışı ve değerlendirmesi bu yazıda!
- Müslümanlara Sorumuz: Barnabas/Barnaba Yalanına daha ne kadar sarılacaksınız?
- ''Ama Siz Hristiyanlar biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz....'' DİYENLERE!
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
- Hey gidi Hey... Sizin İncilleriniz de Hz.Muhammed Paraklet olarak geçiyor haberiniz yok!
- Bir şey soracağım Özgür; hani yazılarına 1-2 ay ara vermiştin? Bunları babam mı yazıyor?
- İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
- Hristiyanlar kadına nasıl bakarlar? Ve Hristiyan bir kadın Nasıl yaşar?
- Teslisin neresini savunabilirsiniz ki? Bence tamamıyla büyük bir saçmalıktır!
- İNCİL’DE KADININ YERİ VE ROLÜ NEDİR? Sadece susun ve konuşmayın mı der?
- Vaftiz olmak nedir?
- Bu sitede ki, vaftiz tartışmalarına son veriyorum!
- Sizinkiler o daha küçücük ''günahsız'' çocukları vaftiz etmiyor mu? Ki ''günahlarından'' arınsın!
- Hem bizim Peygamberimiz köleleri özgürleştirdi. Yani bizim dinimiz de, İslamda kölelik olmaz!
- ''Ama Siz Hristiyan, biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz...'' DİYENLERE!!!
- Diyalog İslam'ı Hristiyanlaştırmak için değil, Diğer Mezhepleri KATOLİKLEŞTİRMEK İÇİNDİR!
- İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
- Müslüman Kardeşler (İhvan'ı Müslimin) Şokta! Mısır'ın en ünlü Din Hocası, Hristiyan oldu!
- Sayın Admin, mesajlarımın kasıtlı olarak yayınlanmaması adi Şerefsizliktir!!!
- Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
- Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
- Abdest alır mısınız? Bahsettiğim Hakiki abdesttir!! Hristiyanlıkta Abdest Kavramı hakkında
- Gerçekten de Hristiyanlara tuvaleti Müslümanlar mı öğretti? Yoksa birer yalandan mı ibaret!
- Hristiyanlığa göre; Adem, Havva, Şeytan ve Elma! Kısaca bir özeti...
- Gerçekten de Teslis ile Tevhid inancı hakkında bir bilgin var mı? O zaman tıkla ve öğren!
- Kanlı Çağ!
- Bak Özgür efendi, Matta ve Luka da İsa'nın soyu farklı anlatılıyor!Sen ise çelişki yok diyorsun!