6. Parsiler

Parsî İranlı anlamına gelir. Özellikle Bombay ´da oturan Kuzeybatı Hindistan ´daki Zerdüşti topluluğa verilen addır. Parsîler, 641 de Müslümanların İran ´ı fethetmelerinden sonra 8. yy dan itibaren Hindistan ´a göç eden İranlılardır. İran ´da kalıp inançlarını devam ettirenlerde olmuştur.,bunlara ?Ceberler? (Geber ´ler) denir. Parsîler, önce Kathiavar ´daki Diu, sonra Gucarat ´taki Sencen ´e daha sonrada şimdi kaldıkları diğer yerlerde ikamet ettiler. Onların kaldıkları önemli bir merkez Surat yakınındaki Nausari idi. Surat batılı tüccarlar için önem kazanınca Parsî ler maddi refaha kavuştular.Daha sonra ticaret merkezi Bombay ´a geçince onlardan çoğu Bombay ´a göç etti. 19.yy ´ın ilk yarısında Britanya usulü öğrenim Bombay ´a girdiğinde Parsîler hızla bu kültürü benimsediler.Böylece ticaret ve imalatta önemli bir yer kazandılar.

Hindistan ´a yerleşen Parsîler, bir Hindu kastı gibi teşkilatlandılar.Parsîler ´in büyük bir kısmı şimdi ileri gelen tüccar,endüstrici ve banker konumundadır. Dolayısıyla Parsîler , Hindistan ´a gelmelerinden bu yana ticaretle uğraşan bir topluluk olarak kendi inançlarını da büyük bir muhafazakarlılıkla devam ettirmişlerdir. Parsîler 15.yüzyılda İran ´da kalan Ceber ´lerle temas kurmuş, Pehlevi literatürünü getirtebilmişlerdir. Böylece Şapur II zamanında düzenlenen ?Avesta? eski materyalle genişletilmiş oldu. Ancak bu önce 18 Yüzyılda takvimden kaynaklanan mezhep ayrılığına yol açtı. Sonra 19.yy daki reform hareketi kendini gösterdi. Yeni araştırma ve incelemeler sonucu, rahip sınıfının ayin tarzının Avesta ´ya uygun olmadığının belirlenmesi üzerine bu yola gidilmişti. Bununla beraber bazı yorumlarla eski geleneği savunanlarda vardı. Reform tedrici olarak tuttu. Cemaatte bir yandan dünyevileşme, öte yandan da mecazi açıklama yollarıyla muhafazakarlığı sorgulayan teosofik eğilimler ağırlık kazandı.

Şimdiki Parsîlik, kuvvetli monoteist karakterlidir. Merkezi ayine dayanan Tanrı sembolü ateştir. Kültün tapınakları vardır. Bu tapınaklara Parsî olmayanlar alınmaz. Günde beş defa ateşin temizliğini korumak için temizleme ayinleri yapılır. Bu ayinler, rahiplerin nezaretinde yürütülür. Ayinlerde Avesta ´dan ilahiler, parçalar okunur. Sunu ve kurbanlara önem verilir.Ölüler şehirden uzak ?dakhma? denilen ölü kulelerine (sessizlik kuleleri) bırakılır. Bu kuleler, necis sayılır.Kuleler, 4 - 5 yüksekliğinde ,silindirik yapılardır. Terasında çıplak ölüler sıra halinde yatırılmıştır. Yırtıcı kuşların, akbabaların etlerini gagalaması ve güneşin kemikleri kurutması sonucu bu kemikler, kulenin içinde depolanır. Böylece toprağın kirletilmediğine inanılır. Hindistan ´daki Parsî toplulukları bu geleneği devam ettirirler. Parsîler , oturulmayan, cin, şeytanın top oynadığı yerlere ?sessizlik kulesi? derler. Halk dakhmalardan korkar. Dakhmaların özel hizmetçileri vardır.

Parsîlikte ayrıntılı takdime veya kurbanlar bir sistem içinde yürütülür. Eski İran geleneğindeki Haoma veya benzeri Hint geleneğindeki Vedik Soma ´dan rahiplerce ilk sıkmayla elde edilen acı bir bitkinin suyu olan ve yine ?haoma? diye adlandırılan sıvının takdimesi gibi. Hayatını doğru sürdürme,ahlak ve temizlik kurallarına bağlı kalma ?aşa? diye adlandırılır. ( Vedik ?rta? terimiyle eşanlamlı ). Ahura Mazdah ´ın Ameşa Spentaları denilen altı sıfatı (veya meleği ) arasından biri Ardibeheşt şeklinde Tanrı ´nın kozmik yaratıcı düzenini ifade ederki aşa da bu düzenle ilgilidir. Ahlaki prensipler üç maddede özetlenebilir :

1- İyi düşünce (humata)
2- İyi Söz (hukhta)
3- İyi İş (huvarşta) İyilik ve yardıma önem verilmesi bu topluğun öğretim ve sosyal
refahını arttırmıştır.

Konular