Tapınak Şövalyeleri

Tampliyeliler

Tarihin en gizemli topluluklarından biri de hiç kuşkusuz Tapınakçılar´dır. Fransızca´da "Templiers", İngilizce´de "Templars" olarak adlandırılan bu şövalyelerin gizemi günümüzde de varlığını korumaktadır. Özellikle de Mason Cemiyetlerinin bu şövalyelere sahip çıkmaları günümüzde de süregelen bir ilgiye kaynaklık etmektedir.

1099 yılında Kudüs ve Filistin´deki kutsal yerler Haçlılar´ın eline geçmişti. Ancak Haçlı kuvvetlerinin burada güven içinde olduklarını söylemek çok güçtü. Buradaki Müslüman kuvvetler, özellikle de 1071 Malazgirt Savaşı´ndan sonra akın eden Türkler Haçlıları güç durumda bırakmaktaydılar. Bölgeye Hıristiyan hacı adaylarının da sürekli gelmesi bölgede özel güvenlik önlemlerinin alınmasını gerektirmekteydi. Hacı adayları ya fanatik Müslümanların ya da etraftaki haydutların kurbanı olmaktaydılar.

Bölgede güvenlik sağlanması ve hacı adaylarının güven içinde seyahatlerinin gerçekleştirilebilmesi için -kaynaklara göre- dokuz şövalye Fransa´da, Champagne bölgesinde, Hugues de Payns önderliğinde toplanmışlardır. Elimizdeki kayıtlara göre bu şövalyeler Hugues de Payns, Geoffroy de Saint-Omer, André de Mantbard, Payen de Montdidier, Archambaud de Saint-Aignan, Geoffroy Bisol, Hughes Rigaud, Rossal ve Gondemare´dir.

Hac yollarının emniyeti için yola çıkıp Kudüs´e varan bu şövalyeler, kral II.Baudouin tarafından çok iyi karşılanmış ve kendilerine şehirde bir yer tahsisi edilmiştir. Bu yıllar, 1119 -1120 yılları, tarikatın aynı zamanda ilk yıllarıdır. Tarikatın bu yıllardaki adı ise "İsa´nın Yoksul Şövalyeleri"dir. Birkaç sene sonra ise kral II.Baudouin, oturmakta olduğu ve Süleyman´ın Tapınağı olarak bilinen yeri terk etmiş ve burayı bu şövalyelere tahsis etmiştir.

İsa´nın Yoksul Şövalyeleri´nin adı ise bundan böyle "Tapınakçılar" olarak anılmaya başlamıştır. Takip eden yıllarda Tapınakçı şövalyelerin sayısı hızla artmaya başlamıştır. Artık savunmaya ihtiyaç duyan hacıların korunmasın üstlenmek isteyen şövalyeler kendilerini Tapınakçıların arasında bulmaktadırlar. Özellikle Hayfa Limanı ile Kudüs arasındaki yolun korunmasını Tapınakçılar üstlenmiştir. Tapınakçıların sayılarının artması artık Saint Augustin´den esinlenerek konulan kuralların yerine yeni, bu tarikata mahsus kuralların konulması gerektirmişti. 1127 yılında Hugues de Payns beş arkadaşı ile birlikte Roma´ya, papa II.Honorius´u ziyarete gitmiş ve bu topluluk papa tarafından dini bir örgüt olarak tanınmış ve 13 Ocak 1128´de kurallar konulmuştur. Latince olan bu kurallar "Latince kurallar" olarak geçer.

12 yıl sonra uygulanacak olan "Fransızca kurallar" ise bunlardan çok az farklıdırlar. Aslında Tapınakçıların tanınmasında ve kuralların konmasında, daha başka bir deyişle tarikatlaşmasında önemli bir isim rol oynamıştır: Saint Bernard de Clairvaux. 1090 doğumlu olan Saint Bernard de Clairvaux, genç yaşlardan beri çevresinde tanınmaya başlanmış, gerek davranışları gerekse de din kültürü ile ünü yayılmıştır. 1153 yılındaki ölümüne kadar etrafında hem sevgi dolu bir din adamı hem de karizmatik bir lider olarak saygı görmüştür.

20 Ağustos´taki ölüm tarihi, ona ait bir kült gününe dönüşmeye başladığında ise kilise müdahale etmek zorunda kalmıştı. Saint Bernard de Clairvaux gibi önemli bir kişiden destek alan Tapınakçılar böylece hem savaşçı şövalye olarak hem de dindar rahipler olarak kendi kurallarını uygulamaya başlamışlardır. Tapınakçılar ayrıca kendilerini diğerlerinden ayırmak için beyaz elbiseler de giymeye başlamışlardır. Tapınakçıların kıyafetlerinin en belirgin özelliği ise beyaz elbisenin üzerinde bulunan kırmızı haçtır.

Konular