Tarihi Bilgiler

Yeni Delhi´de Bahai Mabedi Seyyid Ali Muhammed(Bab) (Bab, Arapça´da kapı demektir), kendisinin tüm Müslüman aleminin beklediği kişi olan "Kaim", "Mehdi" olduğunu 23 Mayıs 1844´te ilan etti. Binlerce kişi Bab´a inanarak "Babi" oldu. Bu gelişmeler ve onun eski dini yapıya göre çok yenilikçi ve radikal fikirleri ortaya koyması İran´da işkencelere ve baskılara yol açtı. Bab, 1850´de Tebriz şehrinde kurşuna dizildi. Birçok Babi ise yine İran´da değişik feci işkence yöntemleri ile öldürüldü. Bab´ın ölümünden sonra "Babi"lere Mirza Hüseyin Ali (Bahaullah) liderlik etti. Bahaullah ve beraberindekiler İran Kaçar yönetiminin baskısıyla, Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan görüşmeler sonunda Bağdat´a sürgün edildi. Bahaullah 1863´te burada, Bab´ın gelişini müjdelediği kişinin kendisi olduğunu ve insanlık tarihinde bütün önceki dinlerin gelmesini vaad ettiği "dünyanın bir vatan gibi olacağı, insanların artık savaş yapmayı öğrenmeyecekleri" Mehdi çağının gelmiş olduğunu ilan ederek Bahai Dini´nin yeni prensiplerini açıkladı. Bahaullah´ın hayatının 40 yılı Osmanlı İmparatorluğu topraklarında geçti. 12 Aralık 1863´te vardığı Edirne´de bu tarihten itibaren 5 yıla yakın yaşadı.

Mirza Hüseyin Ali (Bahaullah) ? nin vefatından sonra büyük oğlu Abdülbaba ( 1844-1957 ) öğretinin liderliğini yapmış, Abdülbaha ´ nın vefatından sonra ise büyük torunu Şevki Efendi Bahai misyonunun liderliğine getirilmiştir.

Bahai Dünya Merkezi İsrail´in Hayfa şehrindedir. 1868´ten itibaren Bahaullah ve ailesinin ve beraberindeki inananlarının o tarihte Osmanlı toprağı olan Akka Kalesine (bugün İsrail´de Akdeniz kıyısında) sürgün edilmesi ve orada vefatına kadar yaşamaya devam etmesi sonrasında Akka´nın hemen yanındaki Hayfa şehri, Bahai Dünya Merkezi´nin yeri oldu. Bahailik Birleşmiş Milletler´de temsil edilmekte ve dünyadaki gayrisiyasi alanlarda sosyoekonomik projelere katkıda bulunmak için çalışmaktadır.

Konular