Nevruzun Kökeni

Nevruz, günümüzde İran’dan Çin’e, Anadolu ve Batı Trakya’dan Sibirya steplerine kadar çok geniş bir coğrafyada kutlanan kozmolojik ve kozmogonik karakterli bir bahar bayramıdır. Anadolu’nun özellikle doğu ve güneydoğusunda Nevruz kutlamaları görülürken, orta ve batı Anadolu’da ise 6-8 Mayıs tarihlerine denk düşen ve yaz başlangıcı olarak kutlanan Hıdrellez şenlikleri dikkati çekmektedir. Gündüzle gecenin birbirine eşit olduğu 21 Mart tarihine denk düşen Nevruz bir yönden uzun süren kıştan sonra baharla tabiatın yeniden uyanışını/dirilişini kutlayan ve kutlamalar sırasında düzenlenen oyunlar, bazı bitkileri çimlendirme gibi ritüeller, piknikler ve benzeri törenlerle tabiatın yeniden dirilişini sembolize eden bir bayram; diğer yönden ise, baharla birlikte başlayan tarımsal faaliyetlerin bir yıldönümü, dolayısıyla bir Yeni Yıl festivalidir.

Anadolu’da, içinde bulunduğumuz yüzyılın son yirmi yılına kadar Anadolu’nun doğu ve güneydoğusu başta olmak üzere çeşitli bölgelerinde halkın mütevazi şekilde kutladığı bir bahar bayramı görüntüsünde olan Nevruz kutlamalarının, son zamanlarda içte ve dışta çeşitli çevrelerce geliştirilmeye çalışılan ve Türkiye’nin doğu ve güneydoğusuna yönelik etnik temele dayalı siyasi hedefler güden politikalara paralel şekilde gittikçe siyasallaştırılan bir bayram haline sokulduğu dikkati çekmektedir. Aynı şekilde Nevruz, 1990’lı yılların ortalarından itibaren daha önceki sade halinden çıkarılarak Türkiye’de resmi bir bayram haline sokulmuş, Nevruz günü olan 21 Mart tüm Türkiye’de devlet erkanı ve kurumları öncülüğünde örs dövme ve ateş üzerinden atlama gibi sembolik törenlerin ve ağaç dikme merasimlerinin tertip edildiği özel bir gün haline getirilmiştir. Yine bu çerçevede 1995 ve izleyen yıllarda Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi tarafından Nevruz ve Nevruz kutlamalarına ilişkin uluslar arası sempozyumlar ve diğer anma etkinlikleri en üst düzeyde siyasi erkin de katılımıyla düzenlenmektedir.

Nevruz kutlamalarının siyasallaştırılmasına paralel olarak Nevruza ilişkin tartışmaların Nevruzun kökeni konusu üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu konuda, öteden beri Nevruzun İran menşeli bir yeni yıl festivali olduğunu savunan görüşler kadar, menşe itibarıyla Nevruzun herhangi bir ulus ya da coğrafyayla sınırlandırılamayacak oranda yaygın bir bayram olduğunu ileri süren veya Nevruzun Türklere has ulusal bir festival, bir Türk bayramı olduğunu tartışan görüşler de dikkat çekmektedir. Nevruzun Türk kültür tarihi içerisinde yer alan bir unsur, özbeöz bir Türk bayramı olduğu ve Nevruzun dinsel bir niteliğe haiz olmadığı yönündeki beyanların, son zamanlarda Nevruz kutlamalarında yapılan konuşmalarda devlet erkanınca da dile getirilmesi (Bakınız Tural, 1995:3-9; Tural vd., 1996:1-7) Nevruzun kökenine ilişkin tartışmalara değişik bir boyut kazandırmaktadır.

Nevruzun ulusal bir Türk bayramı olduğunu ve Türkler vasıtasıyla Orta Asya’dan Ortadoğu’ya ve diğer yerlere yayıldığını ileri sürenler konuya ilişkin argümanlarını özetle şu delillere dayandırmaktadırlar. Öncelikle bu araştırıcılar, çeşitli Çin kaynaklarında MÖ 3. yy gibi erken bir dönemde Hunların bahar şenlikleri düzenlediklerinin, Mart ayında ailelerin hazırladıkları yiyeceklerle piknik yapmaya gittiklerinin belirtildiğini ifade ederler ve bu şenliklerin Nevruza tekabül ettiğini belirtirler. Yine bu araştırıcılar, diğer taraftan Nevruz kutlamalarından bahseden İran kaynaklarının ise oldukça geç dönemlere ait olduğunu, bunun da Nevruz festivalinin köken itibarıyla Türklere ait olup Türkler aracılığıyla Ortadoğu’ya götürüldüğüne işaret ettiğini ileri sürerler (Genç 1995:16, 23). Nevruzun bir Türk bayramı olduğu konusunda ileri sürülen argümanlardan bir diğeri Türklerin Ergenekon kutlamalarına yöneliktir. Yine çeşitli Çin kaynaklarında Ergenekon’dan çıkış gününün 21 Marta denk düştüğü ve bu günün oldukça erken dönemlerden beri Türklerce kutlandığı belirtilmektedir. Dolayısıyla Türkler öteden beri 21 Martı ulus olarak varoluşları anısına Ergenekon bayramı adıyla kutlamaktadırlar. Bu bayram daha sonraki dönemlerde Türklerin batıya göçlerine paralel olarak Farsça Nevruz (Yeni Gün) terimiyle ifade edilmeye başlanmıştır. Bu görüşü savunanlara göre Farsça Nevruz kelimesi sırf İranlılar bu ananeye alışsınlar diye kullanılmıştır (Kafalı, 1995:26). Nevruzun menşe itibarıyla bir Türk bayramı olduğunu ileri sürenlerin dayanak olarak ortaya koydukları görüşler arasında en dikkati çekenlerinden birisi ise Zerdüşt’ün de aslen Türk olduğunu/olabileceğini tartışan görüştür. Şehristânî ve İbn Esîr gibi bazı İslami kaynaklarda Zerdüşt’ün coğrafî açıdan Azerbaycanlı olduğunun ileri sürülmesinden hareketle Zerdüşt’ün aslen Azeri (dolayısıyla Türk) olduğu ve dolayısıyla onunla başlatıldığı ileri sürülen Nevruz bayramının da bir Türk bayramı olduğu savunulmaktadır (Kuzgun, 1995: 106-107). Bunların yanı sıra 21 Martın günümüzde batıdan doğuya hangi dine ya da klana mensup olursa olsun hemen hemen bütün Türklerce çoğunlukla Nevruz adı altında bir yeni yıl bayramı olarak kutlanıyor olması da Nevruzun bir Türk bayramı olduğu görüşüne delil olarak kullanılmaktadır.

Bu çalışmamızda biz çeşitli Ortadoğu halkları ve Türk boylarının Nevruza ilişkin inanç ve ritüellerini göz önünde bulundurarak Nevruzun kökenine ilişkin ileri sürülen spekülatif görüşlerin ve bu arada Türk tarihinde gözlemlenen çeşitli yeni yıl ve varoluş festivalleriyle Nevruz arasındaki ilişkinin değerlendirmesini yapacağız.

Konular